0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
28
Okunma
Nihal’im — Fenâ-yı Aşk
Sen, kollarıma hiç gelmemiş sevgili,
ama benliğimin en derin köşesinde
ezelden yazılmış vuslatın adı,
Nihal’im.
Bilmiyorum hangi ilahî nağme
yol bulur kalbine;
ama ben biliyorum ki
her nefeste, her zerrede
senin adın zikredilir.
Ben vazgeçtim seni bulmaya çalışmaktan,
çünkü sen, zamanın ötesinde,
benliğimin ötesinde bir sırsın.
Sen, dalgaların kalbinde saklı,
göklerin derinliğinde yankılanan
bir vuslat kapısısın.
İçimde açan bahçeler sensin,
her yaprak, her rüzgâr senin dilinden
konuşur bana.
Bir kır evinde açık duran pencere
ve sen, yeni çıkmışsın eşiğe,
benliğimle Hak’la buluşmak için.
Geçtiğim sokaklarda izlerin kalır;
rüzgârın taşıdığı nur
beni aşkın son durağına götürür.
Bir aynaya bakarım,
o bile seni fark eder,
beni geri verir kendime
ve Kendine.
Kim bilir, belki de aynı kuş
çırpınır içimizde:
senin ruhunda aşk,
benim kalbimde fenâ,
aynı Hak nefesinin yankısı.
Sen, Nihal’im,
ne kaybolan bir sevgili,
ne de bulunan bir suret;
sen, benim benliğimle
Hak’ta eriyen
sonsuz vuslatımsın.