9
Yorum
27
Beğeni
4,7
Puan
175
Okunma
Hayat, bazen yanlış demliği seçmek gibidir.
Ama dem kaynar, çay süzülür, sokaklar akıp gider.
Kırık umutlar ve eski kahkahalar bardakta buluşur,
ve sen gülümseyerek kendi yalnızlığına çay koyarsın.
Belki de sadece yanlış demliği seçtik hayatta,
ama ne gam…
Dem süzülür, hayat akar,
ve ben yine kendime çay koyarım.
Şeker mi, limon mu derken
soğur hikâyem kupanın kenarında.
Yine de gülümserim —
çünkü hüzün bile yakışmalı bazen rujun tonuna.
Ah, ben mi?
Ben biraz eski şarkı,
biraz da kırık plağım.
Kiminle çalınsam,
aynı yerinden atlıyor kalbim.
Bir zamanlar umut demledim,
demi tuttu ama bardak çatladı.
Olsun,
insan kendine de akıtır bazen kaynar suyu,
alışıyor sonra,
“aşk bu” diyor — sanki yanmak yetermiş gibi.
Nazım’ın elleri olsaydı şiirimde,
tütünden değil, sevdadan sarardım;
ama ben Orhan’ın sokaklarında
bir şemsiye gibiyim:
hep unutulurum,
ama hep bir yağmurdan sonra.
Bak,
gülümsemek de bir direniştir aslında;
bazen kırmızı rujla,
bazen dağınık saçla,
bazen de içinden taşan “olsun be”lerle...
Belki de kader,
demliği kaynarken unutmak gibidir —
sonra taşar,
sen hâlâ "bir yudumluk daha" sanırsın hayatı.
Ve yine koyarım kendime çaydan,
bu kez biraz cesaret katarım içine,
bir tutam da ironi,
karıştırırım kalemimle.
İçimden geçeni yazmam,
çünkü bilirim,
en güzel cümleler —
susulanlardan süzülür.
5.0
92% (11)
1.0
8% (1)