1
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
137
Okunma
“Unutulmayanın Gölgesinde”
Cumhuriyet’in kurucusuna, yüzyılın vicdanına, Mustafa Kemal Atatürk’e…
Bugün yine onun adını anıyorlar, ama gönüllerinde mi, yoksa sadece kameraların önünde mi?
Yirmi üç yıl boyunca “Atatürk” denince yüzünü buruşturanlar, bugün onun adını afişlere yazıyor.
Ne değişti?
Milletin hafızası mı, yoksa menfaatin rüzgârı mı?
Gerçek şu:
Atatürk’ü sevmek, bir törenle, bir nutukla değil;
Onun bıraktığı emanete sahip çıkmakla olur.
Laikliğe, özgürlüğe, kadın haklarına, bilime ve çağdaşlığa sırt çevirenlerin Atatürk demeye hakkı yoktur.
Zira Atatürk bir tabela değil, bir ışıktır.
Ve o ışık, her türlü karanlığı bir gün mutlaka aydınlatır.
Sustular yıllarca, senin adını andıkça,
Gözlerinden korktular, gölgenden utandıkça.
Bir ulus var ettiğin o kutlu sabahında,
Sana taş attılar, şimdi çiçek sundukça.
Yirmi üç yıl geçti, ne özür, ne vicdan,
Hakaretin izi kaldı her bir meydan.
Bugün deftere yazmışlar sahte cümlelerle,
“Topraklarını koruyoruz” diye yalan!
Oysa senin ateşin sönmedi ey Ata,
Milletin kalbinde yanar hâlâ o kıta.
Köylü, işçi, asker, öğretmen her ocakta,
Senin nefesinle yaşar bu vatan hâla.
Bir gün gelir tarih hesap sorar sessizce,
Kim gerçekten sevmiş, kim satmış gizlice.
Atatürk demek, menfaat değil, direniş,
O’nun adı kazınmaz, kalır yüreğimizce.
(Pevruzi Hasan – Berlin, Kasım 2025)
5.0
100% (4)