0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
69
Okunma
Omuzlarımda yüzyıllık bir yük,
Yüreğimde sahte sevdaların kanayan yarası.
İçi boş kalabalıklarda yalnızım ben,
Kocaman bir boşluk, siyahın en koyusu.
Rengarenk hayaller vardı,
Oyuncaklarım, çocukluğumun sesi,
Büyüdüm, hepsi sustu, gitti.
Hayallerin cesareti kalmadı artık.
Yorgunum,
Bir ömür taşıdım bu yükü,
Sessizce, usul usul.
Gözlerimde umut kırıntısı değil,
Sadece duman, anılarla dolu acı.
Her adımda biraz daha eksiliyorum,
Yıkılmış şehirler gibi içimde.
Diken üstünde, hayatın ortasında,
Yalnızlık en ağır yüküm artık.
Ne söylesem boş,
Ne dindirse acımı.
Yorgunum,
Yorulmuşum hayatın oyunlarında,
Ve hâlâ dimdik durmaya çalışırken.
Yorgunluğun ağır yükü omuzlarımı ezdikçe,
Her nefeste biraz daha soluyorum hayatın zehrini.
Kırılmış hayallerin kırıntılarıyla dolu içim,
Bir sessizlik var kalbimde, taş kesilmiş zaman.
Sahte sevdanın zehriyle yanan damarlarım,
Unutulmuşlukta boğulurken, çığlık atamıyorum.
Çevremdeki kalabalık, boş bakışlarla dolu,
Yalnızlığım, en koyu gecede bile bana eşlik eden.
Büyüdüm dedim, büyüdükçe kaybettim,
Oyuncaklarım, düşlerim, umutlarım gitti peşinden.
Küçük bir çocuk gibi yorgun, kırgın ve bitkin,
Dünyanın acı yüzüne karşı çaresiz kaldım.
Her adımda biraz daha unutuyorum kendimi,
Her solukta biraz daha eriyorum karanlığa.
Bu hayat, soğuk ve sessiz,
Ama ben hâlâ ayaktayım, yorgun ama direngen.
Dinle bu sessiz çığlığı,
Karanlığın içinde bir ışık arıyorum hâlâ.
Belki bir gün, yeniden doğar içimde umut,
Ama o güne kadar, bu yorgunlukla var olmaya devam edeceğim.
Ve şimdi,
Küllerimden doğmayı unuttum ben.
Yorgun bedenim, kırık ruhumla sessizce çürürken,
Hayatın acımasız yükü omuzlarımı paramparça ediyor.
Umudun kırıntısı yok artık gözlerimde,
Sadece derin, dipsiz bir karanlık.
İçimde büyüyen boşluk,
Beni ben yapan her şeyi yuttu çoktan.
Oyuncaklarım gitti, hayallerim öldü,
Ve ben…
Yalnızlığın soğuk içinde,
Kendi kendime gömülüyorum.
Bu son durak, bu ağır final,
Kalkamam artık yerimden.
Dinle beni,
Ben yorgunum.
Çok yorgunum.
5.0
100% (1)