1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
54
Okunma
Ben seni Arapça sevdim önce
Duası eksik bir seherde,
Sonra Türkçe ağladım ardından
Ama kalbim, seni hep Farsça söyledi.
Bir “ya Rahmân” dedim, sustu cümle âlem,
Zira kalbimin dili tercümesiz bir lisandı.
Her harfinde secdeye düşen bu kelimelerde,
Sana yazılmış bir kader vardı.
Ruhumun elif’i sensin,
Bütün satırların istikameti sana.
Ne zaman dua etsem,
Mürekkep kokusu taşır parmak uçlarım.
Kelimeler, senin teninde güle döner,
Harflere secde eder gönül.
Bir mısra düşer göğsüme
Ve ben “hû” diyerek çoğalırım içinde.
Ey kalbimin Farsça hali,
Aşkın her hecesi benden bir parça,
Seninle konuşurum sessizce bazen,
Çünkü aşkı anlatmaz kelime, ancak yaşar.
Sen, cümlelerde değil, nefeslerde varsın
Bir dua, bir hicran, bir rahmet kadar.
Adını her anışımda,
Bir melek düşer secdeye farkında olmadan.
Kudüs’ün taşlarına sinmişsin sanki,
Hira’dan inen ışık gibisin.
Seni okudukça çoğalıyor kalbim,
Seni sustukça yaklaşıyorum Rabbime.
Gözlerimdeki her damla,
Farsça bir beyit gibi düşer toprağa.
Aşkın manası Arş’tan inmiştir,
Benim kalemim o vahyin gölgesinde
Küle dönmüştür...
Bir harf olsan, “Vâv” olurdun,
Bir nefes olsan, “Hû” derdim.
Ve bilirdim, her dua sonunda
Seni andığımda kabul olurdu sözlerim.
Ey sabırla yazılmış sevgili,
Gecelerim seninle secdeye varır.
Bir elif gibi uzanır adın arşa
Ve kalbim, seni Farsça yazar, Arapça susar.
Bazen, “meğer aşk, kelimesiz bir hitapmış” derim,
Bir bakışın, bin sûreye bedel.
Seninle konuşmak,
Susmanın en derin hâlidir.
Ey kalbimin Farsça hali,
Ben seni yazmakla değil, beklemekle sevdim.
Zira aşk, bir mısra değil
Bir ömür süren sabırdır kalpte.
Ne zaman ismin okunur bir dua aralığında,
Sen geçersin gönlümün aynasından.
Ve ben anlarım:
Rabbim seni, kalbimin diliyle yazmış bana.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(4 Kasım 2025)
5.0
100% (2)