16
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
275
Okunma

Gölgeli bir sağanak adeta verilen muhtıra. Ya, varılan nokta?
Sözcüklerin dibine dayalı aşkın hünkârı ve her süreçte sökün eden bir nefes bir heves ne de olsa müdavimi insan duygularının ve renkler kolaçan eden yeri göğü bazense kasvetli bir sağanak içimiz dışımıza bulaşmışken özünde saklı her acı her renk elbet konuşlu yürek ne de olsa ruhtur yarınların muhtırasında düşüp de yola elbet hayatın diğer adı umudu koklamak bir çiçek gibi nazenin bir sıfat ki sözcüklerin dikildiği.
Mahkûm kılındığın esaret değil aslında.
Sevdiğin kadar sadık kaldığın cesaret
Çiçeklerin ruhunda saklı bir gizem gibi
Renklerin coşkusuna tapınan nice kuş ve doğa
Müzminse aşk, sıfatların en kralı yakışır elbet yakışır
Aşkın bitimsiz sağanağına.
Sağ elin sağdıcın Besmele
Sevgiyle erdiğin her düş
Kanıksanası bir vazgeçiş belki de
İdrak ettiğin kadar hayatın da tozu dumana katılmış
Sevginin ihtiva ettiği o coşku ve özlem
Bazen yollara takılmış bakışın
Gözünün ferinde isyan kimi zaman
Gördüğünden öte görmek istediğine işaret
Yalnızlıksa en kibirli sancı.
Mahzun yüreğin münzevi benliğin
Mutabık kaldığın kadar zihninin
Renkleri…
Gri hücrelerinde beynin ve beyitlerin gezindiği
İmha etmekse dünü
Ne saklıysa ömrün sunumu illa ki içtenliğin özrü.
Kanatlarında vaveyla
Ruhunda kilit altına aldığın söyle hangi dünya?
Kaçışan ayakların
Kaçırdığın gözlerine teslim ettiğin
Elbet aşkın sancağı
Müdavimi olduğun kadar özlemin
Sevmeye de değecektir hani
Ne kadar çıksa da yoluna mani
Emsalsiz bir mutluluk
Kardığın mevsimde
Kanamalı bir sağanak olsa da aşk
Şakıyan kuşlara tutkun yürek.
Tutulsa da nutku
Elbet iç sesin gelecektir kâfi.
Varsın kandığın kadar
Yalnızlığın resmini çek sen
Yazdığın her şiir ettiği kadar müsaade
Nefesini tut ölü günden kalansa geriye
Elbet sevmenin, yazmanın coşkusu
İlla ki mutlusun dokunduğun kadar her yüreğe
Bir fısıltı ise kulağına çalınan
Lakin daha da çok sözcük var söyleyeceğin.
Esen rüzgâra teslim olmuş kalemin kaderidir
Yazdığın değil yaşadığın kadar
Yazacağın her şiir…
5.0
100% (20)