3
Yorum
9
Beğeni
4,8
Puan
461
Okunma

Yüreğim,
Sessizliğin bile dalgalandığı bir kaynak,
Her nabız atışı,
Yer altından kopup gelen bir su ayini…
Ben sustukça çoğalan,
Konuştukça taşan
Bir kelime-ırmağı taşıyorum içimde.
Bir damla düşse hafızama,
Yıldızlar ıslanır gecemde.
Duygularımın dip akıntısında
İnsanlığın en eski duası saklı:
Sevilmek…
Ve insana rağmen
İnsan kalmak…
Her kelime, ömrümden yürüyen bir asker;
Kimisi yorgun,
Kimisi kahraman,
Ama hepsi yüreğimin sınırlarını korur.
Vicdanımdır komutan…
Merhamet, sağ cenahım.
Adalet, göğsümde bir madalya gibi taşınır.
Benim sözüm,
Sadece işitilmez;
Ruhun kemiklerine kadar nüfuz eder bir tokat,
Bir merhem aynı anda.
Çünkü ben bilirim:
Duygu yanarsa şiir olur,
Sözcük ağlarsa insan olur.
Bir bak içime:
Çığlıklarım bile nazmı bilir,
Sessizliklerim bile kafiyeli.
Öyle ki,
Kalbimin kuytusunda duran her hüzün
Bir gün mutluluğa yaklaşır adım adım
Ve ben
Her adımı mısraya dönüştürürüm...
Ey hayat!
Sana en çok içimden yükselirim:
Bir nehir olurum,
Akarım taşlara karşı…
Çünkü bilirim,
Suyun da kaderidir
Önce kırılmak
Sonra yol olmak.
Ve işte tam burada:
Beni ben yapan o gizli kaynak
Sözden değil,
Yüreğin ta kendisinden fışkırır.
O yüzden yazdığım her şiir
Bir sığınak
Bir meydan
Bir başkaldırıdır aynı anda.
Benim şiirim,
İnsan kalmanın son kalesidir…
Erol Kekeç/02.11.2025/Sancaktepe/İST
5.0
75% (3)
4.0
25% (1)