1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
82
Okunma
Sonbahar mı geldi bilmiyorum ama içimde sessiz bir rüzgar var ömrüm
sanki her nefesim bir yaprak gibi düşüyor içime
gökyüzü solgun dallar yorgun sen suskunsun
yapraklar bir bir dökülüyor seninle birlikte sanki
Her biri senden kopan bir parça gibi
senin de rengin solmuş yüzün solmuş gülüşün eksik
bir zamanlar içimi ısıtan sesin şimdi uzaktan gelen bir yankı gibi
ne oldu sana ömrüm ne tez döküldün ne tez sustun
Her geçen gün biraz daha uzaklaşıyorsun
ben burada kalıyorum seninle konuşur gibi kendi kendime
gözlerin hep ıslak boynun bükük
bir zamanlar ne kadar güçlüydün hatırlıyor musun
Şimdi ağlarken bile sesin çıkmıyor
gözyaşın derya mı senin ömrüm neden bu kadar sessiz ağlıyorsun
belki kimse görmesin diye belki de kimse anlamaz diye
ama ben görüyorum ömrüm ben senin içindeki fırtınayı duyuyorum
Ne tadın kalmış hayatın ne tuzun
sabahlar geçmiyor geceler bitmiyor
bir zamanlar kahkahalarınla dolardı bu ev şimdi duvarların soğuk nefesi var
bülbül gibi gülerdin eskiden şimdi o ses figana dönmüş
Kendine bile yabancı olmuşsun ömrüm
ağlamakla ne geçer bilmem ama sustukça içindeki ses büyüyor
her kuşun bir yuvası var bir dalı var bir gökyüzü var
ama senin yok ömrüm senin gökyüzün kararmış
Rüzgar nereden esse oraya savruluyorsun
hele bak çevrene herkesin bir sevdası bir umudu var
senin neden kalmadı ömrüm neden gözlerinde ışık yok
bir zamanlar dünyayı severdin şimdi kendine bile küsmüşsün
Bir kırgınlık var sende derin bir sessizlik gibi
alem gülüyor ömrüm insanlar eğleniyor
sanki kimsenin kalbi hiç kırılmamış gibi
herkes gönlüne yeni sultanlar arıyor
Senin kalbinde ise eski bir hüzün var
beni gören deli diyor çünkü hâlâ seninle konuşuyorum
hâlâ adını rüzgara fısıldıyorum
yataksız yorgansız kaldım bu şehirde
Uykularımda bile sen varsın uyanınca bile sensizlik var
bir fotoğrafın var elimde sararmış bir sonbahar günü çekilmiş
her baktığımda sanki o an geri gelecekmiş gibi oluyor
ama gelmiyorsun ömrüm
Ne bir ses ne bir iz
sonbahar geldi ömrüm
rüzgarın sesi bile senin adın gibi
ne çiçek açıyor bu toprakta ne yüzüme güneş doğuyor
Sen gidince her şeyin rengi değişti
güz mü geldi bilmiyorum ama içime kış çöktü
ve ben hâlâ aynı yerdeyim
bir yaprak gibi savrulmuş bir ömür gibi yarım kalmış
sensizliğin tam ortasında
İsmail Gökkuş
5.0
100% (1)