0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
35
Okunma
Ten; ruhun değil, arzunun değil yalnızca,
anlamın da ilk kabuğudur.
Ve her dokunuş — ya bir duadır,
ya da bir yaradır.
Zarif bir bakış,
bir eli tutarkenki sükûnet,
saçların arasından esen bir nefes,
tıpkı bir ney üflemesi gibi:
İçli, nazlı ve mahrem.
Ten, hoyratlığa değil,
anlamlı yumuşaklığa açılır.
Bedenin dili vardır;
anlar, hatırlar, küser ve sever.
Ve bir ten,
ancak şefkatle öpüldüğünde,
sonsuz bir sırra dönüşür.
Nihal’imin teni, ruhun zarif eşçisi...