0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
42
Okunma

Boyun servi misâli, bir endâm ki özel,
Her kıvrımı bir âlem, her duruşu ezel,
Gözüm görmez başkasını, gönlüm olur da zel,
İnce belin gazel ey yâr, duruşun da bir gazel.
O nazenin endâmın, bir zarafet ki nârin,
Sanki bir kuyumcu işlemiş, ne hoştur senin yerin,
Gönül bu güzelliğe düşmüş, kalmadı kederin,
İnce belin gazel ey yâr, duruşun da bir gazel.
Bir süzülsen yürüsen, yer gök sana hayran olur,
Bu inceliğe bakan, aklını yitirir, yorulur,
O tatlı edâna kurban, can hemen sana kurulur,
İnce belin gazel ey yâr, duruşun da bir gazel.
Gönül tahtıma seni koydum, hükmün geçerli ferman,
Sensiz geçen her anım, bil ki kalbimde derman,
Bu aşkın ateşi yaktı, kalmadı bende güman,
İnce belin gazel ey yâr, duruşun da bir gazel.
Her dönüşün bir cilve, her salınışın bir zarafet,
Bu güzelliğin karşısında, kalır mı hiç bir afet,
Aşkın sırrına erdim, bu ne büyük bir lûtuf, bir nimet,
İnce belin gazel ey yâr, duruşun da bir gazel.
Zarâfet dersi verirsin, dünyaya her dem,
Bu inceliğinle, ne hoş da biter bu matem,
Sensiz geçen ömrümde, ne kaldı ki bir elem,
İnce belin gazel ey yâr, duruşun da bir gazel.
Aşık TURHAL söyler: Bu sevda ki ne hoştur,
Yârin endâmına âşık, gönül sarhoştur,
Bu güzellik ki ebedî, aşkın tek coşuştur,
İnce belin gazel ey yâr, duruşun da bir gazel.
Hüseyin TURHAL