0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
35
Okunma

Bahar bitti, yaz geldi, o meyve ki özel,
Kırmızı al yanaklı, görünce gönül olur da zel,
Tadına doyulmaz bir lezzet, ne hoştur ki ezel,
Kiraz gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Dalında parlar durur, sanki bir inci tanesi,
Güneşten almış rengi, yârin busesi, hanesi,
Gönlümü yakan ateşin, bitti mi ki nanesi,
Kiraz gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
O tatlı mayhoş lezzet, aşkın tadı gibi var,
Yiyen mest olur da, kalmaz gönülde zarar,
Bu bereket ki sığmaz, ne bir bağ ne de bir yar,
Kiraz gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
İki tanesi bir arada, sevgili çiftler gibi,
Bakanın gözü kamaşır, ne hoştur bu talibi,
Bu yaz coşkusu ki, bizi kendine celbi,
Kiraz gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Yârin dudağının rengi, o kızılın aynısı,
Tattıkça artar arzu, olmaz bunun kaygısı,
Gönül bu sevdâya düşmüş, kalmaz ki yargısı,
Kiraz gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Ne meclis kurulur ki, bu meyve olmaz dilde,
Herkesin muradı bu, ne hoştur ki her elde,
Aşkın sırrı gizlidir, bu tatlı yaz yelinde,
Kiraz gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Aşık TURHAL söyler: Bu lezzet candır bana,
Yârin cemâli gibi, ne hoştur ki bu şana,
Bu aşkın meyvesiyle gönül düşmüş garkana,
Kiraz gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Hüseyin TURHAL