2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
149
Okunma
“Ağlasam, Sesimi Duyar mısınız?”
Ağlasam,
Gecenin tam ortasında, sessizliğin en koyu saatinde,
Kimselerin adım atmadığı o karanlık sokakta
İçime bastırdığım, kimseye söyleyemediğim tüm kelimeleri
Boğazıma düğüm etmişken
Sesimi duyar mısınız?
Ben bazen bir duvarın köşesine sığınmış çocuk gibi
Sadece sevilmek istedim,
Yük olmamak adına susmayı öğrendim önce,
Sonra susarken içimdeki çığlığı kimseler duymadı.
Sustum, çünkü sustukça azaldığımı fark etmediler…
Sustum çünkü konuşsam da değişen bir şey olmadı.
Bir sabah daha aynı uyanıklıkla açtım gözlerimi,
Ama artık sabahlar bana bir “başlangıç” değil,
Dün geceden arta kalan yorgunluğun tekrarıydı.
Her gün biraz daha eksilerek,
Biraz daha unutularak yaşadım.
Hatırlanmak için bir iz,
Özlenmek için bir tebessüm bırakmak isterdim.
Ama anladım ki bazı insanlar yaşar,
Sadece hatırlamadan unutulmak için…
Ağlasam,
Odamın duvarlarına çarpan sesim
Kulağınıza kadar ulaşır mı bilmem…
Ama bilin ki o gözyaşları
Bir hatıraya değil,
Var olma mücadelesinin sessiz savaşına döküldü.
Bir çığlık değildir her ağlayış,Bazen bir dua kadar sessiz,
Bazen bir veda kadar ağırdır.
Ve ben, yıllardır aynı boşluğun ortasında
Bir “ben de varım” fısıltısı ararken
Kendi yankımı bile duyamaz oldum.
Ağlasam,
Sesimi duyar mısınız?
Yoksa alıştınız mı artık
Yüzüne gülen ama içten içe paramparça olanların
Sessiz düşüşlerine…
5.0
100% (4)