3
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
134
Okunma
Bir zamanlar kül içinde doğan güneş bizdik,
Karanlığı delip çıkan o ilk nefes bizdik.
Bir çift mavi gözle aydınlanan ufukta,
“Ya istiklâl, ya ölüm!” diyerek dirildik.
Eğilmedi başımız zulmün önünde,
Adalet dedik, mertlik dedik, hürriyete yürüdük.
Bir sönmez ateş yandı ovamızda,
Ve o ateşin adı Cumhuriyet idi, bilirdik!
Yedi düvelin gölgesi çöktü yurduma,
Ama iman vardı köylünün alnında.
Bir dua gibi yükseldi sabah ezanı,
Ve Sakarya kıyısında umut doğdu kanla.
Atam, sen vardın önümüzde rüzgâr gibi,
Elde bayrak, kalpte vatan sevgisiyle…
Yıkılsa da dağlar, dönmezdi millet,
“Bu topraklar bizim!” diye inledi gökyüzüyle.
Adalet, fazilet, edep ve iman,
Hepsi bir zincirdi, halkası insandı.
Zalime baş eğmeyen her vicdan,
Cumhuriyet’in kalbinde yankılandı.
Bir el kitabıydı senin öğrettiklerin,
Eğitimde, fikirde, kalpte devrim.
Cehaleti yıktık, ferâsetle süsledik,
Her çocuğa umut, her gence öz kimlik verdik.
Ey bugünün evladı, unutma dününü,
Bir damla kan, bir asır hürriyet içindir.
Şehitlerin nidası duyulur rüzgârda,
“Emanettir sana bu vatan!” der sessizce her şehir.
Cesaret yürektedir, derdi Atam bir vakit,
Esaret yok bu millette, biz özgür doğarız!
Her düşen yapraktan bir bayrak dikilir,
Ve biz, Cumhuriyet’in kalbiyiz –
Yıkılsa da dünya, dimdik ayakta kalırız!
Adalet bizim taç, fazilet bizim süsümüz,
Şefkatle büyür bu milletin yüreği.
Emanetin emin ellerde Atam,
Çünkü biz senin kurduğun o güzel ülkeyiz.
Ve şimdi, 102 yıl sonra,
Her nefeste bir dua, her kalpte bir yemin:
“Yaşasın Cumhuriyet!”
İlelebet, Türk milletinin sesiyle gür!”
Berlin, 28 Ekim 2025
Pevruzi Hasan
5.0
100% (7)