0
Yorum
2
Beğeni
4,0
Puan
69
Okunma
Yirmi Dört Ocak
İçimde bir zelzele, bir sükût, bir sır,
Bugün gönül yanar, gözyaşı ırmak olur bir bir.
Bir dokunuş idi, bir bakış, bir işaret,
Hak’tan gelen nefesle doldu bu emanet.
Bugün yirmi dört ocak, bir sır günü,
Emanet döner Sahibine — canın düğünü.
Ay tutuldu, güneş perde ardında kaldı,
Arş’tan bir nida: “Gel ey dost, vakit doldu” dedi.
Ne telaş var ne korku, gönül razı,
Çünkü aşkın hükmü bu, kadim ferman yazı.
Tebessümle vedâ eyledi can,
Çünkü bilir: ölmek değildir, bir doğumdur her an.
İlk nefeste alınan “Hu”,
Son nefeste verilir yine “Hu”.
Varlık denizinde bir damlaydı o,
Şimdi deryâya döndü, “Ben” dediği “O” oldu.
Kimine söner bugün ocak,
Kimine açılır rahmetten kucak.
Beyaz libas sandığın, aslında nur hil’atidir,
Ruhun giydiği Hak cemâlinin izzetidir.
Yirmi dört ocak, vuslatın ilk anı,
Can canana kavuştu, eridi fanî fanî.
Onları ölü sanmayınız; onlar diridir.”
Çünkü ölen yalnız bedendir, can Hakk’ta diridir.
Eş Seyyid Abdurrahim Reyhan kuddusirruh vuslatına hitaben
5.0
67% (2)
2.0
33% (1)