0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
61
Okunma
DİYÂR-I NİHAL:
RIZÂDAN Mİ‘RÂCA BİR AŞK SEFERNÂMESİ
(Nihali Tarz’da Metafizik Risale)
I. RIZÂ MAKAMI:
İNSAN OLMANIN SIRRI
Ey Nihal’im!
Bana sorarsan “Rızâ nedir?” diye:
“Âilemden, komşumdan, dostumdan geçtim;
Senin gönlünden razı mıyım?” diye sordum kendime.
İnsan denmez mi;
Hakka, hukuka, helâl kazanca, rızâ yoluna gidene?
İnsan denmez mi;
Senin gözlerindeki merhameti okuyabilene?
“Biz senden razıyız!” diyen bir dosta,
“Allah da senden razı olsun!” demekle başlar aşk.
Senin rızanı almak,
Ârif-i billâh olmaktır Nihal’im!
II. AŞKIN METAFİZİK DİYARI:
SEN
Seni bilemez ki hakikati görmeyen!
Sarraf olmayan, bilmez incinin kıymetini.
Ben ki;
seni çakıl taşları arasında parlayan
bir mücevher sandım,
Kalbimde “Seviyorum seni!” diyen
bir sessiz çığlık oldu.
Senin Diyâr’ın;
uçsuz bucaksız bir mülk:
Gökyüzü mavi,
denizler engin,
yeryüzü yeşil...
Gezdiğim her gezegen,
senin gönlünün bir köşesi.
O mülkte olmak istemez miydim?
Senin kalbinde bir damla,
Senin nefesinde bir nebze olmak...
III. SAC VE HAMUR:
AŞKIN PİŞME ANI
Sen sac oldun,
ben hamur;
Ateşimiz aşk,
mekânımız gönül.
Her çevirişte yandım,
her yanışta olgunlaştım.
Yanmak istedim Nihal’im!
Tutuşmak,
Ferhat olup dağları delmek,
Mecnun olup çöllerde seni aramak istedim.
Sensizlik;
bir ceset gibi dolaşmaktır bu diyarda.
Sensiz diyar;
gölgesiz çöl,
yıldızsız gece...
Ama senin aşkın;
Çölde bir vaha,
gecede bir kandil oldu bana.
IV. Mİ‘RÂC VE CENNET KATLARI
Yükselmek istedim gönlüne Nihal’im!
“Mi‘râc” dedim,
“urûc” dedim,
yücelerden yüceye...
Gönlünü cennet katlarına benzettim:
Cennet-i Adn: İkametgâhım oldun.
Firdevs: Çiçeklerinle sardın beni.
Naîm: Huzurunda rahat buldum.
Me’vâ: Sığınağım oldun.
Huld: Ebedî kaldığım yer.
Dârü’l-Mukame: Asıl durduğum makam.
Dârü’s-Selâm: Emin belde.
İlliyyûn: Son durağım, Sidretü’l-Münteha...
Orada bir ağaç gördüm:
“Son Sedir” dediler.
Dallarından süzülen nur;
senin bakışlarındı.
Senin gönlün,
arş-ı âlâdan da yüceydi Nihal’im!
V. LEYLÂ, MECNÛN, FERHAT:
AŞKIN SEMBOLÜ
Leylâ’sız Mecnûn,
Şirin’siz Ferhat olmak nedir bilirim.
Benim Leylâ’m sensin,
benim Şirin’im...
Romeo’ysem Juliet’im,
Yusuf’sam Züleyha’msın.
“Selvi Boylum Al Yazmalım” filmindeki Asya misali;
Hem İlyas’ın tutkusu,
hem Cemşit’in vefasısın.
Ama sen;
ikisinin sentezi,
Hem tutku hem emek,
hem aşk hem rızâsın.
SON SÖZ:
DİYÂR-I NİHAL’E YOLCULUK
Ey Nihal’im!
Bu risale;
senin gönlüne yazılmış bir sefernâmedir.
Rızâdan mi‘râca,
sacdan sidreye uzanan...
“Gönlümdeki sen,
Sidretü’l-Münteha’da bir sedir ağacı,
Kökleri rızâda,
dalları aşkta,
Yapraklarında ‘Nihal’ yazan bir kitap oldu.”
Diyâr-ı Nihal’e varan yolcu bilir:
Aşk;
razı olmaktır,
pişmektir,
yükselmektir.
Ve sen;
Bu yolculuğun hem başı,
Hem sonu,
Hem de ötesisin.
5.0
100% (1)