0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
36
Okunma
NİHAL’İN AŞK ŞERBETİ
(Seyri Sülûk – Mistik İlahi Ritm)
I. Ruhun İlk Fısıltısı
Nihal’im, aşkın şarabıyla yandı içim,
Gözlerinle suladın gönlümün bahçesini.
Bir gül açtı kalbimde, sessiz bir mabed gibi,
Her nefesinde mecnun oldum, benlik eridi.
II. Vuslatın Zehri
Sensizliğin damlaları dudaklarımda eridi,
Her yudumda hasretin acısı, kutsal bir iksir.
Nihal’im, senin bakışınla tatlandı acı,
Ölümsüz bir çiçek oldu gözyaşımın bahçesinde.
III. Zikir ve Meşk
“Yâr!” dedikçe semâhâneye döndü kalbim,
Dilimden süzülen her harf, bir dua, bir niyaz.
Nihal’im zikrimin ruhunu yaktı,
Benim içimde pervâne, onun nurunda ateş.
IV. Gözyaşı Şerbeti
Bu şarap üzüm değil, gözyaşımın tuzu,
Her damla, nefsin terbiyesi, ruhun sulusu.
Nihal’im bakarken dünya durdu bir an,
Ben kayboldum senin kuyunda, aşkın kutsal akışında.
V. Gül Kanı ve Şehadet
Kadehteki kırmızı, gülün fedâ ettiği kan değil,
Nihal’im dudaklarından süzülen ah!
Her “ah” bir şehadet, kalbimde serap oldu,
Ve ben, o serabı içen, mest bir mürid oldum.
VI. Zamanın Mestliği
İçtikçe ben değil, zaman sarhoş oldu,
Her an eksildi, vuslat tamamlandı.
Saatler pervâne, gözlerim semâda döndü,
Ve Nihal’im, gecemin tek yıldızı oldu.
VII. Semâ-yı Aşk
Gönüller kuruldu gece meclisinde,
Aşıklar pervâne, ateşin etrafında döndü.
Kadehte aşk yoktu, kalbim pervâne oldu,
Nihal’im ateşim, ben onun alevinde eridim.
VIII. Gözden İçilen Zehir
Şarabı bırak, Nihal’im gözlerinden içtim aşkı,
Tatlı zehir, unutturdu fâniliği…
O bakış hem hicran, hem devâ,
Hem ölüm hem hayat iksiri oldu bana.
SON İNZİVA
"Bu aşk şarabı, mabet değil;
Senin terinin tuzu, gözyaşımın duası,
İkimizin sessiz zikri, kalbimizin mabedi…
Seyri sülûk budur işte:
Nihal’i görünce, kendinden geçmek;
O an, zamanın ve mekânın ötesinde kaybolmak..."