1
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
180
Okunma

Bir gün ben de şikâyet ettiğin ne varsa,
hepsini özleyeceksin…
Sesimin tonunu,
suskunluğumun bile taşıdığı anlamı.
Kızdığın bakışlarımı,
sevdiğini söyleyemediğin anları…
Bir gün,
benim gibi seven bir kalp bulamayacaksın.
Belki daha güzelini bulursun,
ama benim kadar içten değil.
Belki daha çok güldürür seni biri,
ama benim kadar sessiz ağlatmaz.
Sen, hep kusur aradın bende,
ben, seni bahane ettim yaşamak için.
Sen eksiklerimi büyüttün gözünde,
ben seni fazlalıklarımla bile sevdim.
Ve sen, anlamadın…
Anlamak istemedin.
Bir gün,
o sıradan sabahların kıymetini fark edeceksin.
Kahveni ben yapmayacağım,
ama o kahvenin tadı da,
hiç eskisi gibi olmayacak.
Çünkü ben yokken,
her şey biraz eksik, biraz yarım kalacak.
Bir gün benimle tartıştığın o sessiz anları bile özleyeceksin.
“Keşke şimdi olsa da söylese…” diye geçecek içinden,
ama ben, çoktan unutmaya çalışıyor olacağım seni.
Çünkü ben, sustuğum yerden dönmem.
Kırıldığım yer, artık yol değil benim için.
Bir gün,
fotoğraflarımıza bakacaksın sessizce,
ve kendi kendine diyeceksin:
“Galiba o beni gerçekten seviyordu.”
Ama o cümle, geç kalmış bir itiraf gibi,
dilinde sızlayacak sadece.
Ben seni kalbimle sevdim,
sen beni sabrımla sınadın.
Ben her şeye rağmen “belki düzelir” dedim,
sen her şeyin zaten bittiğini çoktan karar vermiştin.
Şimdi ben,
kendimi tamir ediyorum yavaş yavaş…
Sen ise hâlâ parçalarımı arıyorsun etrafta.
Bir gün,
benimle kavga ettiğin o kelimeleri bile özleyeceksin.
“Ne kadar çok konuşuyor” dediğin anları bile…
Çünkü bir gün,
kimse benim kadar seni dinlemeyecek.
Ve anladığında…
artık çok geç olacak.
Çünkü ben,
çoktan susmayı öğrenmiş olacağım.
Bir gün ben de şikâyet ettiğin ne varsa,
hepsini özleyeceksin…
Ama ben,
artık dönmeyeceğim.
5.0
100% (6)