2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
79
Okunma
Gidişin bir kapı sesi gibiydi,
ardında yankılanan sessizlik hâlâ sürüyor.
Bir şehir sustu o gün,
yağmur bile usul usul ağladı penceremde.
Kaldırımlar seni arıyor adımlarımda,
her köşe başı bir hatıranı saklıyor.
Bir rüzgâr geçse,
adını fısıldıyor kulağıma —
ama sen yoksun,
yokluğun kadar gerçek bir sessizlik var artık.
Zaman, duygusuz bir cellât gibi işliyor içimde,
günleri değil, seni eksiltiyor benden.
Bir kahve koyuyorum her sabah,
biri sana hâlâ sıcak duruyor masada.
Yastığımda kokun silinmedi,
her gece aynı rüya —
bir el uzanıyor karanlıktan
ve tam tutacakken
gölgeye dönüşüyor parmaklarımın arasından.
Bir şarkı çalıyor bazen uzaktan,
bizim yıllarımızdan kalma bir türkü belki,
bağlamanın teli kırık,
sözleri artık seni çağırmıyor,
ama ben, hâlâ o ezgide kayboluyorum.
Ben sensizliğe değil,
sensiz yaşamanın mecburiyetine alışamadım.
Bir yanım hâlâ seni bekliyor,
bir yanım bekleyişin acısına tutunuyor.
Ne unuttum, ne hatırlayabildim tam;
aradayım —
gidişinle kalışın arasında sıkışıp kaldım.
Güner der ki:
“Yalnızlık, adını unuttuğum bir şehirdir şimdi;
her sokak seni çıkarır karşıma,
ama hiçbiri sana götürmez beni.”
Ozan Güner Kaymak
Amsterdam 12.10.2025
5.0
100% (3)