8
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
231
Okunma
Ateş susar, kül konuşur, taş dile gelir,
Gazze’nin kalbi, yıkıntılardan dirilir.
Her duvar, bir şehidin alnından öper,
Her sokak, bir duanın yankısı olur.
Geri döner insanlar — rüzgârla, dualarla,
Bir kadının avuçlarında gül kokusu,
Bir çocuğun gözlerinde mavi bir sabah,
Bir erkeğin omzunda yurt kokan bir yel…
Ey Gazze, sen ki secdenin şehrisin,
Toprağınla değil, imanla yeşerirsin.
Kurşunlar geçer, mermiler susar,
Ama senin kalbin, Allah’ın adıyla atar.
Reşid Caddesi’nde yıkıntılar bile ağlar,
O ağlayıştan doğar tebessümün ışıltısı.
Tekbirler yükselir halk ezgilerine karışır,
Her taş, her harabe, bir ilahiye dönüşür.
Kadınlar, nakliye kasalarından selam salar,
Gözyaşıyla yoğrulmuş bir inanç taşırlar.
Çocuklar güler, omuzlarda birer sancak gibi,
Geri dönen halk, bir ordu gibi vakar taşır.
Ey direnişin ana rahmi, ey sabrın ülkesi,
Sende her yara bir nişan, her ölüm bir diriliş.
Yıkılmış evler mi?
Hayır, onlar yeniden inşa edilen kalpler,
Yeniden yazılan bir destanın ilk mısralarıdır.
Ve sen, Gazze,
Her şehidin kanında yeniden filizlenirsin,
Her mazlumun duasında yeniden yükselirsin,
Çünkü senin adın “ümmetin umudu”dur,
Ve sen, asla yere düşmeyen secdenin şehrisin.
5.0
100% (16)