0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
52
Okunma
Uzak bir vadide doğdu ilk ses,
Sarı ırmak kıvrıldı, toprak nefes.
Taşlar dile geldi, yazı doğdu,
Bir simgeyle bin anlam yola koydu.
Güneşle ayın dansında denge,
Yin’in gölgesi, Yang’ın rengi.
Bir nefesle başlar varlık halkası,
Sessizliğin ortasında yankı saklısı.
Bilge dedi: “İnsan önce kalbini düzler,”
“Evren, gönül aynasında gizler.”
Rüzgârı dinle, suya bak, gör akışı,
Zorlama hiçbir şeyi, sez kaderin bakışı.
Bir el çay demledi, sabırla bekledi,
Bir damla huzuru evrene ekledi.
Kalemin ucunda dağlar eğildi,
Mürekkeple gökler çizgiye büründü.
İpek yollarında yürüdü düşler,
Göğsünde yıldız, elinde kuşlar.
Barut ateş oldu, pusula yön,
Kâğıt dile geldi, insan sözden dön.
Bir dövüşte rakip değil, öz arandı,
Her vuruşta içsel bir denge tanındı.
Ustalar dedi: “Rakibin sensin,
Kendini yenmek, en büyük zafersin.”
Bugün göğe uzanır düşün ağacı,
Atomun içinde döner yaşam bağı.
Zerreler fısıldar, bilinç uyanır,
Yeni çağın sesi sessizlikten yanar.
Taş duvarlar değil, bilgelik örer,
Bir halkın kalbinde tarih sürer.
Ne doğu ne batı, yalnızca insan,
Evreni dinleyen sonsuz bir can.