Derin bir yalnızlıktan sonra
Sana uyandım


Sonra sende uyu-dum
Bir daha uyan-madım

(...


Öncesi ve sonrası
Uyku sersemliği uyuşukluğundayım
Kulaçlarımda
Ne çok sana tutulmuşluğum var
Ne çok yalnızlıkla ovuşturmuşluğum


Bu bir kıyas
Evveli ve ahiri
Sessizlik ve sensizlik yarası
Sevmek ve sevgisizlik arası
Son nefesin buğu izinde
Hayatı sürmek
.
.
.
Sana tutunmaksızın
Sensiz olanaksızın


Derin ve durgun
Kapalı bir denizden
Yokluktan örülmüş
Dilsiz ve zamansız boşluktan
Tek nefesinle
Ufuk çizgisine düşen inciydin
Bense seni sevmelerde bir’inci


Paslı bir anahtar gibi
Adını çevirirken içimde
Tek tek sana açılarak
Parçalandı tüm kilitlerim


Her sabah yüze vuran ilk ışıkta
Binlerce elmasın dağılırken odama
Sönmüş yıldızları avuç içlerimde biriktirdiğim
Can pıhtısıydın
Bilmem kaçıncı geceme sinen
An sızısıydın


Her damlan yağmurla akıp
Bir piyanonun narin tuşları gibi
Çın çın ederdi avucumda
Kalbimdeki bahar
Baharımın dalındaki çiçek
Çiçeğimin her yaprağında
Ay ışığı birikintisiydi yüzün
Ah o yüzün yer ve gök yüzüm


Yaralarımdan sızan türküm
Midyelerin iç ağrısından doğan
Bir inci tanesi meselesi bu
Kuru nehirlerin yatağında
Sana değdikçe kanat çırpan
Bir kelebek masalı
Buruk bir yokluğun ağıt sesinden
Boşluğun sesine sürgün duygulardayım
Ne kadar da hiçliğinin ortasındayım


Şimdi dudaklarıma ismin dökülse
Ellerim bir deniz haritasına dönüşür
Her parmağımın ucunda
Kayıp bir liman titrerdi


Seni sevmek iki uçurum arasına gerilmiş iplik
Yürüyorsunya bensizliğe
Bense her adım-ı atışında
Sensizliğin ağırlığından
Tel tel kopuyorumya


Bir bilsen
Nasıl dayanamıyorum


Bir bilebilsen


...)



_beyhude