5
Yorum
42
Beğeni
5,0
Puan
448
Okunma
Fuzuli bir kökleniş
Kanatlarımdaki acı yorgunu
Karanlığın
duvarlarına kıstırılmış bir çocuk korkusu
Yalnızlığın urganı boynumda nefes vebalim
Sıçrayarak uyanılan kâbus
Yükümüz bir nefes oysa
Toprağın yüceliğinde
bir karış çocuk
Rüzgârın öptüğü ot
Ömür dediğin
Ne çok düş dizili tesbih kalbimizin çektiği
Alzheimer olmuş bir ruhta
Kendini yitirmemiş bir acı hala hayat
Ölüm susmanın diğer ihtimali değil mi dedi
Yılan kıvraklığında
Dönüşümsel değişimleri peş peşe dizerek zihin
Tüm ezanlar selaya yatırdı ölümün kokusunu
Seslerdeki söz ayarlarının cızırtısı
Kırık bir bulut efekti
Yüzdeki yaşama küs resim
Yayla rüzgârı
Kına taşları
Çiçekli tepeydi oysa düşler
Neva makamında ulurken köpekler
Öfkenin saç diplerinde ölümdü
Gül reçeli kokan bir mabette
Hücrelere tecavüz eden bir korku
Adımı sesleniyor
duvarların küflü şivesiyle içim içime
Anneye Tanrıya kanıyor
Bir bebeğin parmak aralarındaki pamukçuklar saflığın rahiyası
Tüm dünyayı sesinde sustururken
Genzime yapışan beton tozu
Yıkık bir gök
Kırık aynaların oluşturduğu bir mezar sesim
Yersiz zamansız bir boşluğun
oluşum kodu nefesim
Korkuyorum yarın gölgeli seslerin içlerindeki cehennemden
Asma kilitli
harflerin üstsüz rütbesiz dizilimi
Çınlayan sessizliğin davetkar fısıltısı çağırıyor
mahrem korkularımı
Ah bu tebessüm
Yüzümü örten bir mezar taşı
Karanlığın dikili ağacı oluyor cümlelerim
Ağzı süt kokan bir bebek daha düşüyor
aklımın dolaplarından aşağı
Eski bir kefenle kundaklıyorum
dokunsal açlıklarını
Ağzımdan nasırlaşmış ninni
Kalıtımsal bir dua
Ülkesel bir kaos baskılayan bir dürtü
yine de sevmek
youtu.be/pyyE7eUAvOg?si=BzofotS6GSfCjwGt
5.0
100% (18)