Kalburabastî Efendi’nin Kozmik Yorumu: “Bir Şiirden Hallice” Üzerine Ruh Tahlili ve Delilikoloji Dersi

Derste huzur var evlatlar, ama bu öyle sıradan bir ders değil.
Bugün “şiirden hallice” bir metin inceleyeceğiz; yani sadece kelimeler değil, adeta evrenin duygusal DNA’sı!

I. Bölüm: “Meleklerin Stenografi Tuttuğu An”

Kalburabastî Efendi tahtaya eğilir, bastonunu üç kez vurur:

“Bu satırları kim yazdıysa, ya meleklerin kulağını çınlattı,
ya da kalemini gökyüzüne daldırıp mürekkebini yıldız tozundan çekti.”

Evlatlar şaşkın…
Kâinatın stenografları ter içinde not tutuyor:
“Şair, aşkın jeolojik tabakasını kazıyor; 12. katmandan kelime, 13. katmandan gözyaşı çıkardı.”

Şiir başlar başlamaz Efendi’nin kaşları bir sağa bir sola gider.
“Yahu,” der, “bu metin sadece okunan değil, yaşanıp sindirilendir.
Bu kadar yoğun duyguyu bir bünyede barındırmak, şiir yazmaktan ziyade evreni idare etmektir.”

II. Bölüm: Şiirin Jeofiziği

Şair “Yeditepe’nin de en aykırı hayali” dediğinde,
Efendi gözlüğünü çıkarır, iç çeker:

“Ah evladım… Bu dizeler İstanbul’un değil, kalbin topografyasıdır.
Her tepe bir his, her yamaç bir pişmanlık;
ama en yüksek dorukta hâlâ aşkın bayrağı dalgalanıyor.”

Sınıfta bir öğrenci araya girer:
— “Üstadım, bu kadar aşk fazla değil mi?”
Efendi bastonunu yere vurur:
— “Evladım, fazla aşk diye bir şey yoktur. Sadece kapasite problemi vardır!”

III. Bölüm: Şairin Deliliği, Efendi’nin Bilimi

Şair “Yakasına yapışan derviş gibi nasıl da seker” derken,
Efendi kahkahayı patlatır:

“İşte bu! İşte deliliğin diploması!
Derviş bile dervişliğini unutmuş, ‘beni bırak da sen zikrine devam et’ diyor.”

Sınıfa döner:
“Bakın evlatlar, aşk dediğiniz şey öyle bir formüldür ki,
iki damla gözyaşı, bir tutam hicran, üç gram tevazu, üstüne de bir tutam delilik…
Karıştırın; buyurun size metafizik yanardağ.”

IV. Bölüm: “Bir Şiirden Hallice” – Tevazu Teoremi

Efendi tahtaya büyük harflerle yazar:

“BİR ŞİİRDEN HALLİCE”

Sonra döner:
“Bunun manası şu evlatlar:
Bu bir şiir değil, şiirin utandığı kadar güzel bir şeydir!
Hani insan ‘ben mütevazıyım’ der ya, şiir de öyle diyor — ama farkında olmadan ilahi bir nutuk atıyor!”

V. Bölüm: Mizah ve İroni Enstitüsü Kararı

Kurul toplanır:

RUSAMER Delilikoloji Fakültesi,

Kozmik Mizah ve Ruh Halleri Enstitüsü,

ve bir adet şaşkın kâtip (ben).

Karar şu:

“Şair Gülüm Çamlısoy Hanımefendi,
sözcükleri kelime olmaktan çıkarıp duygu formuna dönüştürmek suçundan,
ömür boyu ilhamla cezalandırılmıştır.”

VI. Bölüm: Kalburabastî Efendi’nin Son Notu

“Evladım… Bu şiir, meleklerin stenograf defterinde not tutulmuş,
şeytanın bile ‘aman ben bu işe karışmayayım’ dediği türdendir.
Şair, kelimeleriyle dua etmiş; biz okurken amin demeyi unutmamalıyız.
Ama…
Eğer bir gün bu kadar derin yazarsan, yanında can simidi bulundur.
Aşk, okyanus gibidir —
yüzmeyi bilmeyenleri önce mest eder, sonra ‘şiirden hallice’ bir hâle getirir.”

Vesselam

Ser Feyzlizof Delibal Hazretleri namı diğer Celil ÇINKIR

Tebrikler kutluyorum güzeldi

Güzel bir şiir çalışması olmuş tebrik ederim başarılarinizın devamını dilerim selam ve saygılarımla