4
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
233
Okunma
Bir Barın Hafızası – Yedi Gece, Yedi Hikâye
Bir barın kalbi vardır; suskun kadehlerde, unutulmuş şarkılarda, duvarlara sinmiş dumanlarda atar.
O kalp bazen bir kadının bakışında, bazen bir yabancının gitarında, bazen de kimliği belirsiz bir şairin fısıldadığı mısralarda yankılanır.
“Bir Barın Hafızası” işte bu yankıların toplamı.
Yedi şiir, yedi şarkı; hepsi bir gecenin farklı köşesinde saklı kalmış hikâyelerden doğdu.
Yarım kalan sevdaların hüznü, susturulmuş piyanoların sesi, gramofonlarda eksik dönen plakların sızısı…
Her dize, bir anıya; her melodi, bir unutuluşun izine dokunuyor.
Bir barın hafızası, aslında hepimizin hafızasıdır.
Loş ışıkların altındaki sırlar, şimdi şiir ve müzikte yeniden hayat buluyor.
I-YARIM PLAKLAR,YARIM ŞARKILAR
Eski bir gramofon durur köşede.
Duman sarar duvarları sessizce.
Plak döner, her nota yarım kalır.
Her ses bir aşkın yankısını taşır
Yarım plaklar, yarım şarkılar.
Zihinlerde saklı eski hatıralar.
Kimse bilmez, fark etmez kimse.
Eksik şarkılar, tamamlanır sessizce.
Hüzün sarar barın her köşesini.
Notalar anıları düşürür masalara.
Gözler bakar ama görmez geçmişi.
Anılar akar sessizce her yudumda.
Belki bir kahkaha, belki bir veda.
Her nota taşır kaybolan bir aşkı.
Gramofon susar, iz bırakır barda.
Dudakta yeniden doğar her şarkı.
Yarım plaklar, yarım şarkılar.
Zihinlerde saklı eski hatıralar.
Kimse bilmez, fark etmez kimse.
Eksik şarkılar, tamamlanır sessizce
II-GECEYİ İÇEN KADIN
Kırmızı şarapta yanan bir gece.
Silueti düşer loş bir perdeye.
Herkes susarken, yalnız o konuşur.
Bir bakışı yeter, şehir titrer yine.
Geceyi içer, kadeh kadeh kadın.
Dudaklarında eski bir yangın.
Barın aynasına gizlemiştir sırrını.
Kimse bilmez, kimden kaldığını
Sigara dumanı sarar omzunu.
Piyano çalar, saklar duygusunu.
Kimseye bakmaz, konuşmaz kimseyle.
Ama bütün bar bekler onu her gece.
Belki bir aşkın gölgesi görülür.
Belki unutulmuş bir şarkı dökülür.
Ama o kadın, hep aynı masada.
Geceyi içer, sırrı sabaha süzülür.
Geceyi içer, kadeh kadeh kadın.
Dudaklarında eski bir yangın.
Barın aynasına gizlemiştir sırrını.
Kimse bilmez, kimden kaldığını.
III-YARIM KADEH
Gecenin en ağır dakikası bu.
Yarım bir kadeh susuyor masada.
Dudak izi eski, rengi de solmuş
Bir şarkı dönüyor eski pikapta
Yarım kadehler, yarım sevdalar,
Sorar geceler, kimden bu hatıra.
Barın kalbinde saklanmış sırlarla,
Kim gelir kim gider, bar bilir sadece.
Sokak lambaları titrer dışarıda.
Şehir susar sonsuz yalnızlığa.
Herkes garsona sorar aynı soruyu;
“bu kadeh yine kimi bekler?”
Belki dönmeyecek bir daha buraya.
Belki bitti umutlar, yitip gitti.
Ama bir masada yarım bir kadeh,
Şehre fısıldar bitmeyen hüznüyle
Yarım kadehler, yarım sevdalar,
Sorar geceler, kimden bu hatıra.
Barın kalbinde saklanmış sırlarla,
Kim gelir kim gider, bar bilir sadece.
IV-BARDAKİ RUHLAR
Barın köşesinde yalnız bir adam,
Her yudumda kaybolur bir parçası.
Soğuk duvarlar saklar fısıltısını,
Pek çok sır gibi yutar bu anıları.
Ruhlar çıkar, sessiz yürür gecede.
Duvarlar bilir, fark etmez kimse.
Sigara dumanı sarar eski anıları.
Bir gölge taşır ardında şarkıları.
Bir kadın gelir, gözleri sisli.
Hüzünle kaldırır kadehini.
İlk nota düşer, zaman donar sanki.
Masaya gelir geçmişin hayaletleri.
Kimse konuşmaz, kimse sormaz.
Herkesi kendi yalnızlığı sarar.
Barın lambaları titrer, duvarlar dinler.
Her yeni sırla, gece biraz daha büyür.
Ruhlar çıkar, sessiz yürür gecede.
Duvarlar bilir, fark etmez kimse.
Sigara dumanı sarar eski anıları.
Bir gölge taşır ardında şarkıları.
V-SUSTURULMUŞ PİYANO
Köşede unutulmuş eski bir piyano.
Tozlu tuşlarında suskun bir veda.
Kimse yaklaşmaz, kimse dokunmaz.
Sanki yıllardır unutulmuş bir rüya.
Ama bir gece, ansızın biri,
Oturur başına, çözer kilidi,
Barın duvarları titrer melodiden,
Susturulmuş gece başlar yeniden.
Camdan süzülen yağmurla birlikte,
İlk nota düşer gölgelere sessizce.
Bir şarkı dokunurken kırık kalplere,
Unutulmuş şarkılar çalınır sahnede.
Her tuşta eski bir aşktan iz var,
Her ezgide kayıp bir hatıra yanar.
Kimse konuşmaz, herkes dinler,
Piyano anlatır, susar cümleler.
Ama bir gece, ansızın biri,
Oturur başına, çözer kilidi,
Barın duvarları titrer melodiden,
Susturulmuş gece başlar yeniden.
VI-BARA UĞRAYAN ŞAİR
Bir gece çıkageldi, kimse bilmez ismini,
Masalara bıraktı hüznünü ve dizelerini.
Yanık bir sigaranın külünde gizli heceleri,
Kadehlerde dolaştı yarım kalmış dizeleri
Kimse sormaz adını, bar saklar sesini,
Duvarların gölgesinde sürüklenir nefesi.
Bir şair uğramış, geceyi kanatmış,
Dumanın içinde unutulmaz bir iz bırakmış.
Sabaha karşı gitti, kimse görmedi gidişini.
Bilenler anlatır hâlâ, o adamın gizemini.
Bir mısra gibi süzüldü bardan sokağa.
Acı mısraları kazındı barın masalarına.
Belki unuttu bir aşkı, belki bulamadı izini,
Belki de karanlıktı kendi sessiz denizi.
Bar bilir kim susar, kim bırakır gölgesini,
Her melodi hatırlatır gizemli hikayesini.
Kimse sormaz adını, bar saklar sesini,
Duvarların gölgesinde sürüklenir nefesi.
Bir şair uğramış, geceyi kanatmış,
Dumanın içinde unutulmaz bir iz bırakmış.
VII-TEKRAR ÇALAN ŞARKI
Kalabalık bir geceydi, bar tamamen doluydu,
Karanlıkta kaybolmuş yüzler konuşuyordu.
Bir yabancı kalktı masadan sessizce,
Sahnedeki gitarı aldı, baktı gözlerimize.
Ve sustu bar birden, herkes dinledi.
Gözlerde biriken yaş, dudaklarda kilit gibi.
Kimsenin bilmediği o hüzünlü şarkıyı çaldı.
Sabaha kadar yankılandı, kalplerde yaralar kaldı.
Parmaklarında sızılı bir geçmiş vardı,
Her tel bir yara, her nota kanadı.
Bir kadın ağladı köşedeki masada,
Bir adam sustu, daldı kayıp anılara.
“Bir kez daha” dediler, “gitme henüz, kal biraz…”
Şarkıyı tekrar çaldı, sanki vakit durdu az.
Sonra kadehini bitirdi, kimse bakamadı arkasından,
Bir silüet gibi eridi, sokakların karanlığında.
Ve sustu bar birden, herkes dinledi.
Gözlerde biriken yaş, dudaklarda kilit gibi.
Kimsenin bilmediği o hüzünlü şarkıyı çaldı.
Sabaha kadar yankılandı, kalplerde yaralar kaldı.
5.0
100% (11)