3
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
122
Okunma
Ne yazarsam yazayım
Ve bunun üzerine söylenmiş nice sözleri sersem önüne,
Yetmez... Yetmiyor!
Uzayıp giden geceye inat dökülüyorsun.
Ben sussam, kalem susmaz...
Ermemiş meyve gibi ham sözlerimi yabana atma!
Okunmayan sarhoşun mektubu,
Doğruyu söyleyen çocuk gibi yalın ayak geldim sana...
Gözlerin, her bir satırın üzerinde tane tane süzülüp,
Sağ elin, sol elini kenetlerken —
Biraz da hayretle ararken hataları...
Kırma!
Kırılma!
Yoğun bakımdan çıktım.
Üç gün, üç gece deliksiz,
uyudum...
Uykunun yasak olduğu düşler ülkesinde
Bir lale bahçesinde toprağına gül diktim.
“Bülbül hani?” diye sorma!
Adına methiyeler düzeni elbet bulursun.
Leyla ya da Mecnun aramıyorum...
“Sen nesin, kimsin?” deyip haddimi sorgulama!
Ben bilmiyorum kim olduğumu.
Gündüz ekmeğinde,
Akşam hayalinde,
Kaleminden başka hiçbir şeyi olmayan beni yadırgama.
Ne emirdir sözlerim,
Ne tek’e indirgemek...
Hasretin ilmek ilmek örüldüğü gecelerin içinden
Ayak uçlarına dökülen sözlerim...
Al, kabul et!
Bilirim, suskunluk
Günler, haftalar sürecek.
Her susuş biraz da ders vermek niyetinde olacak.
Mezunu olmayan bu okulun tek öğrencisi benim diye bir iddiam da yok.
Ama her ne yazılırsa yazılsın,
oku, geç!
Duvarların kimin olursa olsun,
Bana bir tebessüm,
Bir çift güzel söz ediver...
Yetecek!
Ismahan Çeribaşı
5.0
100% (2)