0
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
122
Okunma

Ey karanlık, ey gece, ey zindan kokusu,
Ben sana tutsak değilim,
Benim yüreğim gökyüzüne yaslanır,
Dicle’nin sularında yıkanır,
Bir çocuğun gülüşünde çoğalır.
Ey zalimin tokmağı, ey efendinin sesi,
Korkutmuyor beni,
Çünkü ben biliyorum,
Halkın türküsü susturulmaz,
Aç ekmeğin, çıplak sevdanın
Bir gün mutlaka
Özgürlüğü alacak eline
Yoksulluğun elleri çatlak,
Anaların gözleri kan çanağı,
Ama umut,
Bir karanfil gibi çıkar toprağın bağrından,
Ve biz ona su veririz,
Biz ona türküler söyleriz,
Biz ona yarın deriz.
Sevda diyorum sana,
Sevda öyle bir ateş ki,
Nazım’ın dizelerinde dalga dalga,
Orhan’ın sokaklarında yalınayak,
Ahmed Arif’in uy havar muhamed isa aşkına
Ben seni sevdim ey hayat
Ben seni sevdim, ey yoksul çocuk,
Ekmek kokusunda, kavganın şarkısında,
Kirlenmemiş bir sabahın türküsünde sevdim.
Ve biliyorum:
Bir gün,
Zincirlerimiz kırılacak,
Bir gün,
Yüreğimiz özgür bir ırmak gibi akacak,
Bir gün,
Çocuklar kitap okuyacak çatışma sesleri yerine,
Kadınlar gül taşıyacak ellerinde,
Erkekler gözyaşlarını saklamayacak.
Ey sevgili,
Ey yar,
Sen de bil ki bu aşk,
Sadece sana değil,
Bu aşk,
Halka, hayata, geleceğe,
Çocukların gözlerine,
Ve ekmek kokusuna adanmış bir aşktır.
Ben,
Yaşadığım sürece haykıracağım:
Aşk, kavga, özgürlük!
Ey Anadolu,
Ey kanlı,
Ey destanlı toprak,
Senin bağrında yetişen her çiçek
Bir isyan,
Bir umut,
Bir şiirdir.
5.0
100% (3)