Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Hüseyin Erdinç
Hüseyin Erdinç

Bir delinin mektubu (I I)

Yorum

Bir delinin mektubu (I I)

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

70

Okunma

Bir delinin mektubu (I I)

Bir Delinin Mektubu – 2

Sevgilim,
Burada günler birbirine benziyor,
ama ben her günün sabahında seni yeni baştan seviyorum.

Pencereden süzülen gri ışık bile bana senin omzuna düşen saç tellerini hatırlatıyor.
Hemşireler bana isimle hitap etmiyor artık,
sadece “hasta” diyorlar.

Oysa ben,
adımı senin ağzından duymak için yanıp tutuşuyorum.
Düşünsene,
burada herkesin sesi yabancı,
herkesin dokunuşu soğuk;
ama senin ismini düşündüğüm an,
içimden bir bahar yükseliyor.

Burada bazen saatlerce aynaya bakıyorum.
Aynadaki yansımamı tanımıyorum artık.
Gözlerimin altı mor,
saçlarım karışmış,
ellerim titriyor.

Ama o titremede bile senin tenine dokunma arzusu gizli.
Doktor soruyor:
“Neden bu kadar takılıyorsun ona?”
Ben gülüyorum.

Çünkü o bilmiyor:
Aşk,
akıldan değil,
kalpten yürüyen bir yangındır.
Akıl söndürmek ister,
kalp daha da alevlendirir.
Benim deliliğim bu işte.

Geceleri uykusuzluk bir işkenceye dönüşüyor.
Haplarla uyutmaya çalışıyorlar,
ama ben direniyorum.
Çünkü uykuda seni kaybetmekten korkuyorum.

Gözlerim kapandığında senin yüzün beliriyor,
dudakların kıpırdıyor,
bana bir şeyler fısıldıyorsun.
Ama ilacın ağır gölgesi geldiğinde o görüntü siliniyor.
Ben de uykudan kaçıyorum,
uyanık kalıp seni düşünmek istiyorum.
Bu yüzden gözlerim kan çanağına dönmüş olsa da,
ben seni daha net görüyorum.

Sevgilim,
bazen koğuşun ortasında yürüyüp hayali konuşmalar yapıyorum.
Diğer hastalar gülüyor,
doktorlar not alıyor,
“konuşma hezeyanı” yazıyorlar dosyama.
Oysa ben yalnızca seninle konuşuyorum.
Seninle tartışıyorum,
seninle susuyorum,
seninle yeniden doğuyorum.
Bana deli dedikleri şey aslında budur:
Senin yokluğunu varlık gibi yaşamam.
Eğer bu delilikse,
bırak beni hiç iyileştirmesinler.

Bazen duvarlardan sesler geliyor.
Kimisi emir veriyor,
kimisi tehdit ediyor.
Ama ben kulaklarımı kapatıp sadece seni dinliyorum.
Senin sesin bana bir melodiden farksız.
Çığlıkların içinde bile sana dair bir tını buluyorum.
Çığlıklar burada susturucu değil,
aksine yankı yapan çanlar gibi.
Her biri sana çıkıyor,
sana bağlanıyor.

Sevgilim,
burası bir tutsaklık mekânı gibi görünse de,
aslında seninle özgürlüğümün kanıtı.
Çünkü buradaki zincirler bedenimi bağlayabilir,
ama ruhum sana akıyor.
Onlar bana deli diyor,
ama ben sana “ben sana adanmışım” diyorum.
Senin varlığın bana zincirleri unutturuyor.
Kollarımda kelepçeler olsa bile,
ben senin kollarında olduğumu hayal ediyorum.

Burada herkes kendi hikâyesini taşıyor.
Kimi çocukluğuna sığınmış,
kimi kaybettiği ailesine.
Ben ise seni taşıyorum.
Bu yüzden doktor bana soruyor:
“Onu unut,
başka şeyler düşün.”
Ama bilmiyor ki,
benim hafızam bir defterse,
onun bütün sayfalarını sen doldurdun.
Seni unutmak,
defteri yakmak olur.
Defter yansa kül olur,
ama külün içinde bile senin adın kalır.

İşte sevgilim,
bu yüzden buradayım:
Çünkü seni bu kadar çok sevmek,
akıl dediğin şeyin kurallarına sığmıyor.
Beni deli diye buraya kapattılar.
Ama bil ki,
asıl deliler dışarıda;
sevgiyi ölçüp biçenler,
sevgiyi tartıya vuranlar,
sevgiyi mantıkla açıklamaya çalışanlar.
Onlar akıllı sanıyor kendini.
Oysa ben senin uğruna aklımdan vazgeçtim,
ve anladım ki:
Akıldan vazgeçenler,
gerçeğe en çok yaklaşanlardır.

Bir gün bu mektup sana ulaşır mı bilmiyorum.
Belki bir hemşirenin elinde yanar,
belki çöp kutusunda kaybolur.
Ama eğer sana gelirse,
şunu bilmeni isterim:
Ben buradan çıkmasam bile,
ben buradan hiç iyileşmesem bile,
seni sevmekten vazgeçmeyeceğim.
Bu delilik benim en büyük servetimdir.

Ve işte sevgilim,
sana son sözüm:
Eğer bir gün beni hatırlarsan,
beni “deli” diye değil,
“âşık” diye hatırla.
Çünkü ben deliliğimi senden öğrendim.
Senin yokluğunda aklım sustu,
ama kalbim bağırdı.
Çığlıkların arasında seni sevdim,
iğnelerin acısında seni sevdim,
zincirlerin soğukluğunda seni sevdim.
Ve sevmeye devam edeceğim.

Ben buradayım,
bu beyaz duvarların arasında.
Ama bil ki kalbim senin yanındadır.
Onlar beni susturabilir,
uyutabilir,
zincire vurabilir.
Ama seni benden alamazlar.
Çünkü sen benim en gerçek deliliğimsin.

Sonsuz özlemle,
Koğuşun yalnız delisi.

Hüseyin Erdinç

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Bir delinin mektubu (ı ı) Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Bir delinin mektubu (ı ı) şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bir delinin mektubu (I I) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL