1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
168
Okunma
Bir sokağın ortasında duruyorum,
yıkılmış duvarların arasında hâlâ
kendi sesimi arıyorum.
Gökyüzü, taşların arasından sızıyor,
bir çivi gibi kalbime çakılıyor ışık.
Kim bilir kaç yüz yıl önce söylenmiş
ama hâlâ bana dokunan cümleler dolaşıyor havada.
Bir kıvılcım düşseydi avuçlarıma,
belki sokakların rengi değişirdi.
Ama şimdi omuzlarımda,
söylenmemiş kelimelerin karanlığı var;
adını bilmediğim bir geceyi taşıyorum içimde.
Bir kuş kanadı düşüyor önüme,
uçmakla düşmek arasındaki ince çizgi kadar sessiz.
Ve anlıyorum, hiçbir yol
beni bana götürmüyor artık.
Ellerim boşluğun alışkanlığıyla titriyor,
adımlarım gittiğim her yerde
beni biraz daha geride bırakıyor.
Gitmeseydin eğer,
belki taşların dili çözülür,
suskun şehirler bile konuşurdu.
Ama şimdi susmakla
hiç doğmamış bir hayali taşımak arasında sıkıştım.
5.0
100% (6)