0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
121
Okunma
Bütün dünya anlamış da bir ben anlayamamışım seni…
Ne kadar körmüşüm kalbimin sesine,
ne kadar sağırmışım bakışlarının sessiz çığlığına.
Senin içindeki fırtınaları susturan o sakinliğe aldandım belki,
gülüşünün ardında saklanan kırıklıkları göremedim.
Ben seni hep güçlü sandım,
oysa sen sadece kalbinin yükünü saklamayı bilen biriydin.
Ve şimdi dönüp bakıyorum da,
seninle geçen her anı hafızamda bir film şeridi gibi izliyorum.
Her karede bir tebessümün var,
ama her tebessümünün arkasında sustuğun bir cümle saklı.
Ben bunları göremedim;
çünkü seni sevmenin sarhoşluğuyla körleşmişti gözlerim.
Kalbimin attığı her ritimde yalnızca senin adını duydum,
ama senin kalbinin bana anlatmak istediği
o kırgın hikâyeyi hiç dinleyemedim.
Oysa sen gönlümün en narin yeri…
Sana dokunmaya bile korkarak sevdim seni.
Gözlerindeki ışığı hiç söndürmemek isterken,
farkında olmadan o ışığın altında kendimi kaybettim.
Senin sevgin, ruhumda bir çiçek gibi açmıştı,
ama ben o çiçeğin ne kadar hassas olduğunu unuttum.
Şimdi ellerimde kırık bir vazo,
kalbimde ise hâlâ taze bir sevda var.
Bütün dünya anlamış seni…
Sessizliğinin ardındaki çığlıkları,
gülüşlerinin arasına sıkışmış hüznü,
ve kalbinin taşıdığı yükü.
Ama ben, seni hep güçlü, hep dimdik sandım.
Kendimce sevdim,
ama seni anlamak için belki de yeterince susamadım,
yeterince dinleyemedim.
Şimdi geriye kalan tek şey,
gözlerimde bir pişmanlık,
ve kalbimde hiç solmayacak bir sevda.
Sen hâlâ gönlümün en narin yerinde,
dokunmaya korktuğum bir yarasın belki,
ama sevmekten asla vazgeçmediğim bir mucizesin.
Ve ben,
bu satırları yazarken bile
sana geç kaldığım için içim yanıyor…
Çünkü bütün dünya seni anlamışken,
ben seni sadece sevmişim.
5.0
100% (1)