1
Yorum
36
Beğeni
5,0
Puan
257
Okunma
acıma!..
(ne kadar seveceksen, sev beni!)
…ne de olsa
terk edeceksin.
benimle olacak bir yarını…
— sende dün gibi!..
---
yankısız bir bağırış uçurumunda…
sesini duyurmaya çalışan, dilsiz gibiyim!
nerede doğduğunu unutmuş…
yersiz, yurtsuz, köysüz, ilsiz gibiyim…
başkalarının övülmüşlüğünü dinleye dinleye…
uykusuz, yorgun, içten içe…
inleye!.. inleye!..
çok önceleri oynanmış, bir oyuncak bebek misali…
ağlasın diye baş aşağı tutulan!
yalancıların duyguları çalışsın diye sökülmüş…
unutulmuş!..
hareketsiz gözlerle bakan…
bozulmamış ama pilsiz gibiyim!..
---
yüreğime ekilen sanrıları…
üstümde temizlenen duyguları…
tek kelimelik vurguları!..
yalandan zerk edilmiş uykuları…
çala kalem yazılmış rüyaları…
“burada yüzünü yıka!..” diye bırakıldığım,
kurumuşa çöl söktüren ırmakları!..
saplanacak yer kalmamışken…
“bunlar paslı, kesmez!..” diye söylenip
üst üste vurulan bıçakları…
yine de…
“öyle değildir!..” dediğim
tüm olacakları…
alıp gidiyorum, kendi sokağımdan!
…zaten korkum yoktu…
korkacağımdan!..
---
"dilsizliğime beste yapıp,
şarkı söylediler arkamdan!..
bilmiyorum, ne istediler…
aşk diye ördüğüm,
süssüz!.. sade!.. hırkamdan…"
"biliyorsun ki!..
gitme diyenler hazırlar bavulunu…
— gittin diye…
sağırlara çaldırırlar davulunu!.."
İsmail Yılmaz
5.0
100% (12)