0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
88
Okunma
Kör talih çekti çizgiyi: senden ayrı.
Bir bakışta bağlandığım dünya şimdi yansa;
seller, karalar, isimler silinse haritadan—
umursamam. Kalbim tek bir sesi bekler: sen.
Sensizlik çöktü: senden sonra ben taş gibi soluk.
Kimse sormadı hâlimi; “kardeş” dediğim suskun,
sevdiklerim uzakta.
Anladım: yokluğun, insan yüzünden daha gerçek.
Gerçeği, gerçeğin ağırlığınca görmeyi sana borçluyum.
Şakaklarım sıcak, gözlerimde tuzlu bir ırmak;
aydın gökler söndü—gece mühür gibi bastı içime.
Zor bu: sensiz sevmek, sensiz görmek, sensiz yaşamak.
Düşmanım bile acıdı; dost bildiklerim
nefesimi kürek saydı çukuruma.
Ben bütün bunları sensizlikte gördüm.
Gülümsedim—dalga yaptı gülüşüm; herkes geliş sandı seni.
Ben sustum; bilirim, gelmeyeceğini bile bile
bir hakikat var: göz yetmez her zaman,
bazen yürek açar gözün gördüğünü.
Tek hevesim şimdi: sende kalmış sensizliği toplamak;
yıpranmış kâğıtlara nazlı dizeler dizmek,
bir damla yaşı, bir damla sevinci
yan yana koyup susmak.
Ben, Nazlı’nın adındaki nazla yanarım;
bir gülüşüne, bir bakışına, bir dokunuşuna mahkûm.
Gözlerinle mühürlü, ıssız bir limanın en ucundayım:
rüzgâr paslı iskeleyi sökerken—ben hâlâ sende kalmışım.
5.0
100% (4)