6
Yorum
27
Beğeni
0,0
Puan
266
Okunma

Sırtımda bir heybe,
dikişleri gözyaşından, ipleri suskunluktan örülmüş.
kumaşı, toprağın teriyle yoğrulmuş.
Her düğümünde bir ağıt saklı,
her gözünde bir annenin kurumuş gözyaşı.
geçmişin karanlık avlularından
bugünün kalabalık sokaklarına taşar.
Bir köşesinde annesiz kalmış bir çocuğun boş bakışı,
bir köşesinde savaştan dönmeyen babaların is kokusu.
Heybem ağır,
çünkü içinde toprağın altında kalan
kardeşlerimin gülüşleri var.
Her gün, başka bir el koyuyor acıdan bir avuç,
ama kimse fark etmiyor;
paylaştıkça azalmaz bu acı,
paylaştıkça çoğalır.
Bir köy okulunun tahtasında kalan tebeşir tozu,
sobaların közünde unutulmuş patates kokusu,
açlıkla büyüyen çocukların
dizlerine kadar yırtık pantolonlarında titreyen kış…
Susuz kalmış çeşmesi var orada,
çorak tarlalarda büyüyen çatlak ellerin hikâyesi,
ve aç karnına uyuyan çocukların,
rüyalarına bile ekmek düşmeyen geceleri…
Bazen bir kadının çığlığı düşer heybeme,
başkalarının duymazdan geldiği.
Bazen bir gencin yarıda bırakılmış hayali,
sokağın kenarında buruşturulmuş bir mektup gibi
sessizce yerleşir en dibe.
Heybemde,
yağmuru unutan şehirlerin susuzluğu,
bayramlık alamayan çocukların boynu bükük bekleyişi,
çürük dişleriyle gülen işçi kadınların elleri,
tarlada gün doğmadan eğilen belin hikâyesi var.
Bazen, bir fırın kuyruğunda üşüyen yaşlı bir adam
gözlerime yerleşir;
ekmeğin sıcağına değil,
yanındaki çocuğun eline uzanmak isterim.
Bazen, taşeronun kapısında gün boyu bekleyen işçi düşer yoluma;
akşam eve boş ceple dönerken
omzundaki yorgunluğu sırtımda hissederim.
Heybemde,
dili tutulmuş sokak kedilerinin açlığı var,
doğudan batıya göç eden kuşların
yolunu kaybeden kanatları var.
Her acı, başka bir acıya yolculuk yapıyor içimde;
bazen Van’da donan bir çocuk,
bazen Adana’da sıcaktan bayılan işçi oluyor.
Ve ben, hiçbirini bırakmaya kıyamıyorum.
Çünkü ;
heybem boşalsa, bu topraklar
bir yanını kaybeder.
Benim acılarım,
bizim acılarımızdır.
Biliyorum,
herkesin sırtında görünmez bir heybe var;
kiminin yükü taş,
kimininki cam kırıkları…
Ama hepsi kanatır.
Ve bilirim,
günün birinde bu heybe boşalırsa,
hepimizin sırtı hafifleyecek,
o gün, insanlığın kalbi ağırlaşacak;
çünkü acısız bir dünya,
ancak birbirini unutan insanların eseridir.
Peri Feride ÖZBİLGE
18.08.2025