54
Yorum
93
Beğeni
4,9
Puan
1470
Okunma


ıpılık bir türkü dolayıp dilime
habersiz girsem koluna
ben söylesem sen duysan
sen söylesen ben ağlasam
bak bizden evvel gülüşmeye başladı mevsimler
yokuş aşağı düşüyor iklimler
burnunu silelim kederin
kış ortasında da duyulur cırcır sesi
yavaş yavaş gücenelim yavaş yavaş
bu saatler böyledir bize işlemez
say ki biz çıldırdık
gözü aydın kulağı izmir
böylesinin
az kaldı yolumuz
her metre karede bir öpüşelim
her gün güzel ölelim
üzerimizdeki rüzgar için
çıldırmış ürpertiye bakar gibi bakma bana
düşlerim içinde mayınlar patlıyor
mandolin çalan,ayakkabı kutusu olmayan
öğretmendi babam
tütün çiğnemeyi öğretmedi
saçımı okşadı, annemin yemeğini övdü
bir fiyakalı döndü ki saçı sakalı kazınmış
mapusanenin şubeleri seksenlerde sevgilim
seksenlerde ben terliğimin sağını solunu bilemezdim
ah bilmesek keşke çakal adamların buruşuk yalanlarını
unutmak düşüncesini trenlere doldursak
rayların gidenden de gelenden de haberi var
bütün kaybedişler yaralı demir
sevgilim kaynayan türkünün altını kim söndürür
ben ki akustiğine fısıltı eklediğim sözleri dörde bölerim
şiir yanlarını yer, gerisini şehrin arkasına saklarım
sevgilim sessizliği şahane yontarım
soluğunu boğacağım dili paslıların
tadı kaçmış yüzsüz gürültüleri
tek ayak üzerinde cezaya kaldıracağım
dokunuyorum dokunuyorum yüreğime, yanık
sevgilim alnımın soğuk terlerini kurut
nerede olursam olayım sevgilim
gözlerim sana bakmayı sürdürecekler
bakıp geleceğim upuzun bakılacak şeylere
beni telaşa sürükleyen dalgınlıklarıma inat
göğe doğru akacağım, kıpırtısız
her kayboluşta
biraz daha ray olacağım, biraz daha demir
mümkünse arada sırada tek başına öl sevgilim
fi
5.0
97% (37)
1.0
3% (1)