4
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
345
Okunma
Gölgeli bir kıyıda,
kıpırdanır ışık demetleri.
İzbe sokaklarda,
soluk renkli suretler.
Bir rüzgâr dokunur
kurumuş nar çiçeğine;
titrek damarlarında
gezinir vakitsiz bir hatıra.
Ufkun eşiğinde,
eğilir zaman.
Omzuna sarılmış
leylak örtüsü,
bir salıncakta devrilen gün gibi.
Kirpiklerinde
gezinen ışıltılı bir sır,
ay ışığını avuçlayan
bir çocuk gibi narin.
Batı rengine bulanmış bir sancı,
toprağın bağrında uyanan ince sızı,
son çizgiye eğilmiş bir soluk,
çakıl taşları kadar donuk, iri, derin,
dalgaların dizine baş koymuş
bir deniz yıldızı gibi.
Gecenin dudaklarına sürülmüş is,
bir çobanın ıslığında
yankılanan dağ;
karanlıkta filizlenen
kemiksiz çiçek,
yaralı aynalarda çoğalan
silik siluet.
Ruhun solukları,
yıldızlara mektup gönderen bir gölge.
5.0
100% (9)