0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
71
Okunma
Bazı ayrılıklar renklidir;
Gökkuşağı gibi
Öncesi tufan, sonrası hicran.
Her rengin bir acısı var sende,
Kırmızı mesela;
Kanayan bir vuslat gibi
İçimde taşıdığım özlemin adı.
Aşkı en çok orada yitirdim.
Maviye dönüyor bazen gözlerin,
Uzak denizlerin sessizliğinde
Boğulmuş cümleler gibi.
Ben seni en çok
Konuşamadığım yerden sevdim.
Sarı,
Bir veda rengi midir Züleyhâ?
Güneşin battığı her akşam
İçimde bir şey eksiliyor.
Sen eksildikçe ben çoğalıyorum hasretle.
Yeşil,
Umudun en eski tonu belki.
Seninle filizlenmiş,
Ama sensiz kuruyan dualar
Kalbimde şimdi sadece sessiz bir çınar.
Siyaha hiç girmeyeyim,
Orası hicranın gölgesi
Ne zaman gözlerini hatırlasam
Kalbim mateme bürünüyor
Ve susmak da sevmek oluyor.
Beyaz;
Seninle başlayıp sensizlikle biten bir dua gibi.
Temizliğini senden aldı,
Ama saflığını
Benim gözyaşlarımda kaybetti.
Ve mor…
Yaraların en vakur rengi.
Beni en çok orada incittin,
Ve ben seni en çok
O incinmişliğin içinde affettim.
Renkler arasında yol alıyorum şimdi,
Her biri ayrı bir veda,
Ayrı bir çağrının yankısı.
Sen sustukça,
Ben içimde çoğalan bir kervanla yürüyorum.
Adını andıkça
Göğsüme oturuyor yıllar.
Sen bir hicrandan ibaretsin artık,
Ama ben seni
Bin hicrana rağmen seviyorum hâlâ.
Her seher vakti
Kalbimde bir renk daha soluyor.
Ama her solan renk
Seninle yaşanmış bir hatıradır
Ve ben hepsini saklıyorum.
Sensizliği renklendiren tek şey
Ayrılığın bu gökkuşağıdır.
Ve ben her renginde
Biraz daha eksilip
Sana biraz daha benziyorum.
Yedi renkle ördüm hicranımı,
Yedi geceyle büyüttüm seni içimde.
Ve her gece dua olurken
Ayrılığın rengine,
Ben seni en çok Allah’a emanet ettim.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(9 Ağustos 2025)
5.0
100% (1)