0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
65
Okunma
Gülün solgun teninde düşen geceye bakarım,
Kül olmuş umutlarımda hâlâ ateş saklarım.
Gümüş ağlar göğsümde, saklı sevdaların izinde,
Ne fesâd kalır, ne hüzün; sadece suskun bir sızı derinde.
Yârin nazını çözemem, sözlerim harf-i âbide,
Bir rüzgâr eser yâre, kalbim sarsılır, dilim titrer.
Ömrümün her deminde yoktur bir başka sancı,
Gözlerimde saklıdır binlerce yitik anı.
Dilimde saklı kalmış eski bir ilâh,
Alev alır gönlüm, yansın da kül olsam.
Gümüş zincirler gibi sarar yalnızlık beni,
Her damla yağmurda adını anar sessizce.
Karanlık içinde ararım ışığın izini,
Tenimde kuruyan sevda, toprağa düşer ince ince.
Zindanın kapısında beklerim vuslatı,
Gülüşünle doğar yeniden her sabah ufkumda.
Yolumu kesti gece, ayın solgun ışığı,
Gül bahçem kurudu, kül oldu arz-ı mâhî.
Gümüşten düşen gözyaşları, yüreğimde sızı,
Sözlerim sessiz kaldı, dilsiz kaldı dizi.
Kavuşamam ben sana, yâre naz-ı şebap,
Aşkım bir küllenmiş güldür, küllendi yaprak.
Gümüş tellerde esen rüzgâr olurum,
Kırık kalbimde adın hep yankılanır, bilir misin?
Ateşten yanar gönül, kül olur sevda,
Gümüş ağlar hülyalar, rüyalarla dolu oda.
Suskunluk çalınır gecenin ortasında,
Kalbimde gül bahçesi, kül oldu nihayetsiz çardağımda.
Bir zerre umut kaldı, kül içinde ışıldar,
Gümüş kadar saf, gül kadar narıncan.
Yolum uzun, sevgim derin,
Kalbimse yitik, yârin izini sürer her dem.
Ne gül kaldı elimde, ne kül kaldı avucumda,
Sadece gümüşten anılar, rüzgârda savrulur durur.
Her düşüş bir yeniden doğuşun habercisi,
Gül, kül ve gümüş; aşkın üç rengi, üç sancısı.
Ey sevgili, kulağına fısıldarım sessizce,
Kül olmuş kalbimi al, gümüş umutlar içinde.
Gülüşünle doğar her gece yeniden sevdam,
Gül, kül ve gümüş… Sana ait ezgilerle dolu.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(7 Ağustos 2025)
5.0
100% (1)