Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
BÂİN-İ ADLÎ
BÂİN-İ ADLÎ
VİP ÜYE

SECDEDEN DOĞAN ÜÇ GECE – ÜÇ ASIR

Yorum

SECDEDEN DOĞAN ÜÇ GECE – ÜÇ ASIR

( 1 kişi )

0

Yorum

2

Beğeni

5,0

Puan

78

Okunma

SECDEDEN DOĞAN ÜÇ GECE – ÜÇ ASIR

I. GECE – HASRETİN DOĞDUĞU GECE
Yeryüzüne ilk düşen gözyaşıyım ben,
Adem’in toprağından sızan hüznüm.
İlk secdede
Bir hicran çatlağı açıldı kalpte,
Ve gece,
Bütün asırların annesi oldu.

Ben karanlığın kulağına fısıldayan
İlk sessiz duaydım.
Adımı unuttum,
Çünkü kimlik
Kavuşamayanların yüktür omzunda.
Ey zaman,
Ben seni secdede durdurdum bir an.
Ve o anda
Bir yıldız sustu gökte,
Bir melek göz kırptı
Ümmetin sönmüş dualarına.

Züleyhâ’nın gözyaşlarıydım belki,
Ama Yusuf’tan önce ağladım ben.
Bütün peygamberlerin
Yalnızlığında ıslanmış bir kelâmım.
Secdemle
Geceye doğum verdim,
Ve geceyle
Hasretin çölünü geçtim.

II. GECE – TESLİMİYETİN DOĞDUĞU GECE
İkinci gece
Bir yangınla indi kalbime.
Benliğimin tabutunu taşıdım omzumda.
İbrahim’in bıçağına
Canımı yatırdım.
Ateşe attılar beni
Ve ben "Hasbiyallah" dedim.
Teslimiyet,
Secdenin içinden geçerken
Kendini bırakanların ilmidir.

Zindan bana kapı oldu,
Darağacı secdeye eşik.
Hallâc’ın diliyle haykırdım:
"Enel-Hak!"
Çünkü ben,
Kendimi bırakıp
Sana yaklaşan
O yaralı kuldum.

Rüzgâr sustu,
Ağaçlar eğildi.
Bir ümmetin yükü
Omzumda çatladı.
Secdeye kapandım,
Ve secdede
Bir çağdan düştüm,
Yeni bir asra doğdum.

III. GECE – VUSLATIN DOĞDUĞU GECE
Üçüncü gece
Sükûtla indi semâdan.
Ne ses vardı,
Ne de harf…
Ama kalbim
O gece konuşmayı öğrendi.

Miraç değilse bile
Bir kavuşmaydı bu.
Yıldızların secde ettiği bir vakitte
Yokluğumu giyindim.
Sen bendin artık.
Ve ben, benliğimi sana terk edeli
Bir asır geçmişti kalbimde.

Yüzünü görmeden tanıdım seni.
Sesini duymadan sustum adına.
Her şey sendin,
Ve hiçbir şey de…
İşte böyle bir gecede
Vuslat
Bir gölge gibi aktı üzerimden.

Züleyhâ’ydı aşkın adı bir vakit
Ama şimdi
Züleyhâ da sustu.
Aşk, yalnızca Aşk’tı.
İsimsiz, biçimsiz
Ama sonsuz.

# ÜÇ ASIR – HER GECE BİR ZAMANIN RENGİNE DÖNÜŞTÜ
Birinci asır:
Hicranla yoğrulmuş zamandı.
Toprak,
İlk kelimeyi gözyaşıyla yazdı üstüme.

İkinci asır:
Teslimiyetin göğsünde yanan
İbrahimî çağ.
Nefsin kalbime yenildiği
Sonsuz savaşın tarihi.

Üçüncü asır:
Vuslatın kokusuyla silinen
Tüm “ben” izlerinin
Esmâya dönüştüğü an.

Ve şimdi
Üç gece,
Üç asır
Tek bir nefeste
Sana secde eden bir kalpte yankılanıyor:

"Gel" dedin,
"Bırak" dedim,
"Oldum" dedin,
"Yoktum" dedim,
Ve aşk dedi ki:
“Sen bendin zaten...”

Ey aşk,
Ey secdeden doğan ebedî gece,
Ey çağları büken sır,
Ben sana artık
Bir çağrıyla değil,
Bir ömrün susuşuyla
Dâhilim.

Bu şiir artık tek bir metin değil;
bir secde zamanının,
bir ömrün,
bir çağın
şiiridir.

Ben sustum,
Zaman konuştu.
Bir mısra gibi aktı üzerimden yüzyıllar.
Kimi zaman Mısır’da
Bir zindan karanlığında
Yusuf’un sabrına sarıldım,
Kimi zaman Tur Dağı’nda
Musa’nın ayak izinde
Bir kelâm bekledim.

İbrahim gibi
Putlarımı kırdım önce içimde.
Sonra Nemrut’u değil
Kibrimi yaktım ateşte.
Ve o ateş
Bir gül bahçesine döndü
İçimin ıssız kıyametinde.

Bir gece
Semanın diliyle konuştu toprak,
Ve secdem
Bir gök yankısı gibi yükseldi içimden.
Ben artık
Sadece dua etmiyor,
Duanın kendisi oluyordum.

Ey secde,
Ey sonsuz yolculuğun kapısı,
Her alnımı koyuşumda
Kıyametten bir parça gizleniyor seninle.
Çünkü sen,
İnsanı yok eder
Ve insanı yeniden yaratırsın.

Bazen çocukken duyduğum ezanla
Dizlerimin titrediğini hatırlarım,
Bazen annemin gözlerinde
Bir ümmetin duasını görürüm.

Birinci gece annemdi:
Susarak öğretti sabrı.
İkinci gece bir mezardı:
Üzerinde secde ettiğim,
İsmimi unutup “Sen” dediğim.
Üçüncü gece bir nurdu:
Sadece kalbin görebildiği…

Ve şimdi
Bu üç gece
Bir ömre değil,
Bir kavme yetecek kadar
Hakikat taşıyor içinde.

Her secde bir coğrafyadır.
Kudüs’te eğilirsen
Mescid-i Aksa seninle nefes alır.
Bağdat’ta secdeye kapandığında
Cüneyd seninle ağlar.
Konya’da
Mevlânâ susar,
Sadece kalbin konuşur.

Ben artık
Zamana değil,
Zamanın ötesine kulak veriyorum.
Dillerin sustuğu
Ama aşkın hâl olduğu o dergâhın kapısında
Bir dize gibi bekliyorum seni.

Üç geceydi, evet,
Ama her biri
Bin yıl kadar uzun.
Hasret gecesiyle
Sabrı öğrendim,
Teslimiyet gecesiyle
Benliğimi kırdım,
Vuslat gecesiyle
Sana vardım.

Ey Aşk!
Ben artık seni sevmiyorum…
Ben seni taşıyorum.
İçimde,
Bir yüzyılın yasını tutar gibi
Sükûtla…

HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA
(23 Temmuz 2025)

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Secdeden doğan üç gece – üç asır Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Secdeden doğan üç gece – üç asır şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SECDEDEN DOĞAN ÜÇ GECE – ÜÇ ASIR şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL