0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
94
Okunma

Gecenin Kemanı
Gecenin tam ortası, yalnızlık notasında,
Bir keman ağlar sessizce, sanki ruhumun ucunda.
Tel tel dökülür içimden, kırık bir melodide,
Seninle başlayan her düş, hüsranla biter yine.
Rüzgar bile sensiz, soğuk eserken tenime,
Adını fısıldar yıldızlar, geceyi delercesine.
Gözlerin yok, sesin yok, ama izlerin derin,
Sanki bir keman yayıyla çizilmiş kaderim.
Sustum… çünkü her sözün ucu kan,
Kalbim, gecenin ortasında kimsesiz bir liman.
Aşk mıydı bu, yoksa gecenin kör yalanı mı?
Sen gittin, çaldı içimde “Gecenin Kemanı”.
Bir perde açıldı, sahne bomboş, ben tek,
Gölgen bile gelmedi, kalbim hep seni bekler.
Yıkılmış notalarda bir hatıra kaldı geriye,
Gecenin kemanıydım, sustum… senin diye.
Çaldım seni her gece, içimin en derin teline,
Hasretinle titrettiğim o eski keman sesine.
Her notada sen vardın, her seste bir iz,
Ama sen yoktun, sadece yürek yangını, sessiz.
Sokak lambaları gibi soldu bakışlarım,
Bir zamanlar ışığınla aydınlanırdı yollarım.
Şimdi karanlık dostum, geceler sırdaşım,
Sonsuz bir yalnızlık, aşkın tek mirasım.
Bir zamanlar senle dolu her şiir, her dize,
Şimdi boşlukla dolu, dökülüyor gece gece.
Kalbimden akan her nota, gözyaşımın yansıması,
Senin suskunluğunla büyüdü bu sancısı.
Hangi keman susturur, bu kadar derin acıyı?
Hangi beste anlatır, sensizliğin sancıyı?
Gönlümde çalan tek ezgi artık hüzünle yoğrulur,
Seninle yarım kalan ne varsa içime savrulur.
Ne bir söz döner geri, ne de bir bakış gelir,
Yalnızlık keman olur, gecenin koynunda delinir.
Son tel de koptu bu gece, sustu kalbimin sesi,
Bir aşkın ardından kaldı, kırık bir melodisi.
Sen sustun… ben sustum… dünya kör, zaman yaman,
Ve sonsuz bir vedaya döndü…
Gecenin Kemanından…