5
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
156
Okunma
O akşam, saat sekiz civarıydı.
İstiklal Caddesi, geç kalmış bir film sahnesi gibiydi.
Işıklar sarktı gökyüzünden,
Bir vitrin camında yansıdın önce,
Sonra dönüp baktın.
Sanırım seni ilk o zaman sevdim.
Tramvay uzaktan gelirken,
Bir melodi gibi çarptı yüreğime yüzün,
Yağmurda kaybolmuş bir şarkı gibiydin.
Bir tesadüf müydün, yoksa bir başlangıç mı, bilmem.
Ama o an,
Bir ömrün en parlak sahnesiydi.
Yanımdan geçtin,
Parfümün telaşlı bir rüzgâr gibi çarptı yüzüme.
Göz göze gelmedik tam,
Ama bakışların sokak lambalarına karıştı.
Bir romanın ilk cümlesi gibiydin,
Devamını okumaya cesaret edemediğim.
Bir kafeye oturdum sonra.
Geçtiğin yer hâlâ yağmur kokuyordu,
Gözlerim, gidişini silememişti kaldırımdan,
Garsona seslenemedim,
Çünkü sesimi sana sakladım.
Adını bilmeden şiir yazmaya başladım o gece.
Kâğıt değil, gözlerin vardı önümde.
Ve belki de hayat,
bir an önünde duraksadığımız,
o vitrinde kaldı
sen göz ucuyla bakarken kendine,
ben içimden adını koyuyordum o, tesadüfe.
O akşam, saat sekiz civarıydı.
Sanırım seni ilk o zaman sevdim.
Ve galiba o an,
Kendimi de ilk kez yitirdim.
5.0
100% (13)