0
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
132
Okunma

مَا ضرّكَ يا نبيَّ اللهِ إذ ظَهَرَتْ
شَراذِمُ مَهْما قالُوا فيكَ أو رَسَمُوا
قَد صَوّروا حِقْدَهُم غِلًّا على ورقٍ
يا لَيْتَهُم كانوا قبلَ الجُرم قد حَسَبوا
كم المسافة بينهمُ وبينكُمُ
كأن يُقارَنَ وَطْءُ الأرضِ والقِمَمُ
ما ضرّ شَمسًا أضاءتِ الدُّنيا إذا سطَعَتْ
بنورِ حقِّ اللهِ أنْ تُرمى بها رُجُمُ
هم الأراذلُ حَطْبُ النّار تأكلهُمْ
وأنت يا سيّدي تعلو بك الشِيَمُ
فدتكَ رُوحي ونفسي كُلّما انْهَمَرَتْ
سِهامُ بُغضٍ، فِداك الخلقُ والأممُ
Ne zarar görürsün ey Allah’ın Nebîsi, eğer çıkarsa
Sana kin kusan alçaklar, ne çizseler ne yazsalar da?
Kâğıtlara döktüler nefretlerini, hınçla karardılar,
Keşke o büyük suçu işlemden evvel tartmış olsalar.
Ne büyük mesafe var seninle onlar arasında,
Ayak altı toprakla zirve kadar farklı, Böyle bir kıyas olmaz mı hiç?
Hakk’ın nuruyla parlayan bir güneşe
Kinle atılan taşlar ne zarar verebilir ki?
Onlar alçaklar, cehennem ateşinin odunu,
Sen ise efendim, seninle yücelir bütün faziletler.
Ruhum feda olsun sana, her ne zaman yağarsa kin okları,
Senin uğruna feda olsun, mahlûkat ve ümmet-i Muhammed.