Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
ekremsama
ekremsama

ŞEHİTLERİN DİLEKÇESİ

Yorum

ŞEHİTLERİN DİLEKÇESİ

5

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1046

Okunma

ŞEHİTLERİN DİLEKÇESİ

ŞEHİTLERİN DİLEKÇESİ

Çanakkale şehitliklerinin, eserlerin ve çevresinin bir türlü düzenlenip korunamayışı, şehitlerimize karşı görevlerimizin yerine getirilemeyişi dolayısıyla kaleme alınmıştır.



ŞEHİTLERİN DİLEKÇESİ

Haydi, Ankara’ya gidiyoruz, Meclis’e baskına!
Haydin hepimiz beraber gidelim Allah aşkına.

Bizler şehitleriz, nöbetçiler bizi engellemez,
Vekil torunlarımız bizleri görmezden gelemez.

Biz dilekçemizi verelim onlara hep beraber,
Diyelim ki; şehit olan dedenden bu acı haber!

Dağlar gibi süper güçleri göğsümüzde erittik,
Silahımız cephanemiz yoktu ama, mücahittik.

Kanlarımızla yaktık “Anadolu Meş’alesi”ni?
Süngülerimizle çözmüştük biz “Şark Mes’elesi”ni?

“Siper ettik gövdemizi, durdu hayasızca akın”
Bu gün ilgisizlikten düştüğümüz hallere bakın.

Hatırlayın “Kanlarımızla kurtarmıştık tevhidi”
Nasıl unuttunuz, Çanakkale’deki mücahidi?

Nasıl methederdiniz, “Tarihe gömülsek sığmazdık”?
Bizi hatırlamıyorsunuz bile, yazık ki yazık!

Sizler gösterin gençlere buradaki ibretleri,
Tanısınlar Batı’yı da, açılsın basiretleri.

Ey vekil! “Onsekiz Mart” ta anmak yeter mi dedeni?
Görmez misin, çöp içinde kalmış dedenin bedeni?

İşgalci abideleri yüksek, mezarları temiz,
Zannedersin, onlar şehit olmuş da, işgalci biziz!

Bir abide diktiniz, kaidelerinde hep heykel,
Şehit kültüründe heykel var mı? Bulursan beri gel!

Mezarlarımız harap olmuş, tesisler hep yerle bir,
Çöplerle dolmuş tabyalar, girebilirsen gel de gir!

Gerçekleşmiş Akif’in dediği “İsteme benden makber”
Makberlerimiz yok, torunlarımız bizden bihaber.

Allah’a şükür, kavuştuk “Peygamber’in ağuşuna”.
Allah, Peygamber, ortaçağınmış; şuna bakın şuna!

Yüzbinlerce güneştik, batmıştık hep “Hilal” uğruna,
Hilale saldırılar dokunmuyor mu gururuna?

Durduk “Toprağın kara bağrında sıradağlar gibi.”
Haydi davranın, yüzümüze bakmayın ağlar gibi.

“Savaşmak değil ölmek”ti bizlere verilen emir.
Arkamızdan sizler geldiniz, emanet size devir.

İçinizde yok mu bizi anlayacak bir hevesli?
Biliriz temsil ettiğiniz nesil “Asımın nesli”!

Siz bırakın asilleri, vekiller geldi mi bize?
“Bakan” oldu mu içinizden acıklı halimize?

Dünkü gibi süper güçler bastırıyor, bakın hale,
Anlayın, cennet vatanın her tarafı Çanakkale...

Cihad ruhu yoksa, nasıl önlersiniz müstevliyi?
Hangi yüzle çağıracaksınız Bektaşı Veliyi?

Yeni Haçlı Seferlerini durduracak sizsiniz,
Hangi ruhla yapacaksınız bunu, söyler misiniz?

Akif anlatırdı bizi, O şimdi rahmetli oldu.
“Akif Müzesi” kurdunuz da içi toprak mı doldu?

Çok vaat duyduk, unuttu Çanakkale’yi her gelen,
Unutup da ihmal etmeye gelmez, şehittir deden.

Ey hasanlar, hüseyinler , mehmetler, Yahya Çavuşlar!
Çanakkale’den havalanıp cennete uçan kuşlar,

Gelin, beraberce gidip anlatalım derdimizi,
İlgilenen çıkmaz mı, anlamazlar mı acep bizi?

Nihayet Meclis’e geldik, dilekçe sırası bizde.
Öbür tarafta görüşürüz, yakanız elimizde.

Kalkın şehitler! Meclis’teki vekilleri basalım,
İsteklerimiz olmazsa, vicdanlarından asalım!

09.04.2004

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Şehitlerin dilekçesi Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Şehitlerin dilekçesi şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ŞEHİTLERİN DİLEKÇESİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ekremsama
ekremsama, @ekremsama
1.11.2008 18:09:43
01.11.2008, YANİ BUGÜN YALÇIN DOĞAN HÜRRİYET GAZETESİNDE YAZIYOR...

Savrulur enkaz-ı beşer


HER şey Mehmet Akif’in şiirinde anlattığı gibi. Doksan üç yıl sonra Çanakkale yeniden yaşanıyor.

Doksan üç yıl sonra Çanakkale’de aynı manzara.

"O ne müthiş tipidir, savrulur enkaz-ı beşer/ Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak/ Boşanır sırtlara, vadilere sağnak sağnak".

Manzara aynı, bir farkla. Doksan üç yıl önce, Akif’in dediği gibi, "en kesif orduların yükleniyor dördü, beşi". Onun için insanlık dört bir yana savruluyor, enkaz halinde, kafa, göz, gövde, bacak.

Bugün yüklenen ise, Orman Bakanlığı’na bağlı Milli Parklar İdaresi. Ya bugün savrulan? Doksan üç yıl önce sırtlara boşanan kafa, göz, gövde, bacaktan geriye kalan kemikler.

Akif’in diliyle, "ne hayasızca tahaşşüd", bir araya gelme, anlamında.

TARİHİ YAĞMALAMAK

Çanakkale’de Kabatepe’den Conkbayırı’na giden bir yol var. Savaşın yapıldığı alan. Tam şehitlerin yattığı alan.

Şimdi o yolda inşaata başlanıyor. Yolun iki yanı kazılıyor. Kazdıkça şehit kemikleri çıkıyor. Kafa, göz, gövde, bacak sağnak sağnak.

O kadar kemik çıkınca, panik başlıyor. Bir gece operasyonu ile kemikler çöp torbalarına dolduruluyor ve enkaz-ı beşer savruluyor. İnsandan, insanlıktan geriye kalan ne varsa.

Oysa, yolun genişletilmesine gerek yok. Yolun genişletilmesi eşittir tarihin yağmalanması anlamında.

Durup dururken, şimdi Çanakkale’de neden bu yol genişletme, bu inşaat, bu çalışma?

Her yıl 18 Mart’ta Çanakkale kutlamaları var. Önümüzdeki yıl için de, farklı kutlamalar düzenlemek sevdası.

Bu sevda yeni değil. Geçen yıl yine benzer faaliyetler var, geçen yıl tarih yine ayaklar altında.

AVUSTRALYA ÖFKELİ

Bu ısrar neden?

Seddülbahir’de Nuri Yamut Anıtı var. Onun hemen yanı başında on dönümlük arazi, yine savaş alanı. Kazdıkça kafa, kol, gövde, bacak, sağnak sağnak.

Oraya da, inşaat yapılıyor. Şehitlik Projesi adı altında.

İnşaata başlanıyor, 700 metrelik hata yapılıyor, olmuyor, şimdi yeniden yapılıyor.

Projenin maliyeti bir trilyon liraya yakın.

Çanakkale nedense, AKP iktidarının bir biçimde değiştirmek istediği bir yer. Değiştirmek istediği anda, Çanakkale Savaşlarına katılan ülkelerden tepki yağıyor. Yeni Zelanda, Avustralya, İngiltere’den. Binlerce kilometre uzaktan tarihi korumak adına.

Son tepki Avustralya’dan. Bizim Dışişleri ile adamlar yine kapışıyor. Adamlar uygar. Adamlar kültür ve tarih anlayışına sahip. Adamlar savaş alanı ortasındaki inşaata ciddi itiraz halinde. Avustralya basını ise, bizimkilere verip veriştiriyor.

GENERAL İNCELİYOR

Türkiye’de tarihe ve kültüre vurdum duymazlık çerçevesinde, Çanakkale, şehitler, anıtlar kimsenin umurunda değil.

Bir kurum hariç. Genelkurmay’dan bir general Çanakkale’ye geliyor, ne oluyor burada, sorusu eşliğinde.

Avustralya ve Genelkurmay itirazını sürdürürken, Orman Bakanlığı’na bağlı Milli Parklar İdaresi hiçbir şey yokmuş gibi, faaliyetine devam ediyor.

Bir başka ülkede olsa, ne Kültür Bakanı kalır, ne Orman Bakanı, ne bilmem ne idaresi.

Enkaz-ı beşer asıl bu olsa gerek.





şair07
şair07, @sair07
1.11.2008 18:04:34
ŞEHİTLERİN DİLEKÇESİ

......

Ey hasanlar, hüseyinler , mehmetler, Yahya Çavuşlar!
Çanakkale’den havalanıp cennete uçan kuşlar,

Gelin, beraberce gidip anlatalım derdimizi,
İlgilenen çıkmaz mı, anlamazlar mı acep bizi?

Nihayet Meclis’e geldik, dilekçe sırası bizde.
Öbür tarafta görüşürüz, yakanız elimizde.
...

****Sayın Ekrem ŞAMA Bey,
Şiirinizden dolayı sizi yürekten kutlarım. Bu şiirde anlatılanlara ve DİLEKÇENİN altına BEN de imzamı atarım. Saygılarımla.
kocakurtsoylum
kocakurtsoylum, @kocakurtsoylum
1.11.2008 14:05:11
Kalkın şehitler! Meclis’teki vekilleri basalım,
İsteklerimiz olmazsa, vicdanlarından asalım

GÖNLÜNÜZE SAĞLIK ABİ.TAM BİR VESİKA.VARSAĞI KARDEŞİMDE BENİM SÖYELEYECEKLERİMİ SÖYLEMİŞ ADETA.
kalbinur
kalbinur, @kalbinur
1.11.2008 12:05:22


yazan yüreğinize sağlık

tebriklerimle


saygılar


hilal.
varsagi
varsagi, @varsagi
1.11.2008 08:48:10
Ellerine sağlık aziz üstadım
Okudukça yüreğime haz gelir.
Anlayana sinek sazmış, anladım
Tınmayana davul zurna az gelir.
... Saygılar sunarım efendim .Dilerim dilekçeniz sümen altı olmaz
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL