2
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
247
Okunma
Bilmiyorum hangi şehrin sokağını, caddesini yürüme telaşındayım
her minare gölgesinin, boyunu devirmiş
her şey gökyüzüne ait ; kısık sese
"deli deli kulakları küpeli " çanlar avuçlarımda
sarı sabahlar
bu aşkta ağlayıp sızlamadan
tanrısını yitirmiş bir kadının yasını tutuyorum,
Yaşanması lazım olana erken,ya geç kalıyorum
ayaklarım çıplaklığa utanç duvarı gibi ,kas katı
kalbimde tarifsiz bir sızı
içim de ise tövbe istilası ve gürültünün ağası var
dehanın dahası var
Gençliğe diklenen bedenle
Yaşımı başımı da almış
şu hiçbir yere sığamayan hislerime savrulup,
tepeleme, tepeme gökten bir aşk düşürüyor
anlatsam o birine
beni anlar mı ?
Dişilliğim yirmilik dişi o yari
hangi çağa kayıp olup sonra bulunmuşum
kül odalarında;sevişip minik bir umuda
boy boy umutlarım ve unuttuklarım olmuş
Çığ düşler
sürüklene gelir aklımın yar dağlarından
bazende acıya öfkeye
dudak büken bir nehrin akışını görür geçerim
en kıyı, köşelere
Şimdi, o zeri
sevgi yurduna gelip sığındım
doğruların hangi ana tarafından ;
doğrulduğunu anlamak için
göz nurunu öpüp tekrar tekrar
aynı ısı ile pişirip ona da yakalanmamayı
seçiyorum ..
Sırrı sır o ki saklanmalı
ama onu çok
seviyorum..!
24-06-2025
ist
5.0
100% (5)