7
Yorum
42
Beğeni
0,0
Puan
440
Okunma
kaldırım taşlarında kutup rüzgarları
kıyametiyle kesişen bir sur senfonisi
istenen boyda demir halatlar daha çok ısırık çağrıları
ve yok sayılanlar kalkar ayağa
ve dünyanın tüm çıplakları aynada!
gün batımına doğru bir diyet konçertosu
ne yarınlar şahane bir müjde getirir
ne bir kurtuluş yolundayız
hep bir uçurum kenarında
hep bir tehlikenin ortasındayız
gelip ıssızlığın patikasına
kokusunu iliştiren bir mevsim
susmanın ve anlamanın zehirlendiği noktada
yüreğe çöreklenen tarifsiz bir dert sığınaklarda
sabahın çiyi gibi kısa süren sevinçlerimiz
bir kelebeğin ömrü kadar göçe dönen sürgünlerimiz
tekini yitirmiş bir ayakkabıyla gelir günün çocukları
kimini en çok ağlatan, kimini en çok yanıltan
kimini de en çok yıkan
dudakları mahzene inen merdiven boşluğu
yüzü bir estetik celladının göz hapsinde
fay hatları üzerine inşa edilmiş kargir gülüşler kalabalığı
acıları bir kefen gibi örten her yeri
düşlerin ve kabusların arenasında
hüzünlü bir şehirdir ellerinde can çekişen
aramızdan bir şubat geçiyor
aramızdan bir nisan şakası geçiyor
saksısına küsen bir çiçek oluyor hayaller
unutturuyor kendini tarihin delikanlı halleri
bir heykelin şekilleri sıyrılır taştan
ve bir şiirin anlattıkları sızar satırlardan
bir ceylandır ah uyanışı nehir yanılgısı
sandıklarımızsa metaforların en ıssız yalanı
biraz da tozlar ve küllerin romanı
bir cenaze töreni hazırlığıdır yaşadıkları
bir yalnızlık daha olur ölürüz
gömülürüz bir suçlu gibi
bir manzaranın en ehemmiyetsiz yerine
kimsesiz bir geceye susuz ve umutsuz
tutsağı oluruz yine en taze işkencelerin
_boran