2
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
234
Okunma

Ben,
kırılmış saatlerin nabzında atan bir akşam ezgisi,
neye geç kaldığımı unutmuş
erken sönmüş gözlerimin buğusunda
kendi tabutunu taşıyan zamana denk düştüm.
Ne yana dönsem
rüzgâr bir yalnızlık ısırığı gibi
omzumdan ısırıyor çocukluğumu,
bir çığlık gibi patlayan susmalar
kulağımda yankılanıyor,
ve ben hâlâ
duvarları nemli bir sükûtun
ayna lekelerinde arıyorum annemin sesini.
Sökük bir dua gibi
dökülüyor düşlerim avuç içlerime,
yıldızsız bir gökyüzünün altında
bozkır gibi çatlamış yüreğime
tuz basıyor hatıralar.
Dilim,
birden fazla kez
açlıktan ve aşktan yırtılmış aynı harfleri çiğniyor
seni anarken
her mısramda bir yangın,
ve her yangının ortasında
tek sağ kalan kül,
adını unutmayan
bir eski cümle gibi dolanıyor içime.
Gözkapaklarımda
senin olmadığın her sabah
eksik doğuyor güneş,
cam kırıklarıyla örülü rüyalarımdan
ellerimle ittiriyorum uykusuzluğu
sen hep yeniden çörekleniyorsun
kendi yokluğuna.
Bak,
sana anlatamadığım her hüznüm
bir gül mevsiminin bile unuttuğu
yaralı menekşe gibi
yüreğime kapanıyor.
ben hep içeriden kanıyorum.
Ve susuyorum,
çünkü kelimeler bile düşman artık
kendilerine,
çünkü her cümle bir veda gibi
dudaklarımı tırmalıyor.
Ne olur,
gölge etme sustuğuma.
tut düşlerimin elinden,
bir kadının susarak hayatta kalmaya çalıştığı
bu yıkık sevdadan
beni uyandır.
Çünkü ben,
şimdi seninle bile sensiz kalabilecek kadar
yorgun bir hayalim...
Ve şimdi,
gözlerimin içindeki o virane yalnızlığı
gören olur mu bilmem
sen,
bir ıslak zarf gibi mühürlüyorsun beni
her vedasız gecenin eşiğinde.
harf harf
boğuluyorum gırtlağımdaki “keşke”lerde.
İçimde hâlâ
üzerine basılmamış çocuk sesleri var,
bağırmaya korkuyorlar.
çünkü herkes
acıya yüksek sesle ağlamayı yasakladı bu şehirde.
Kaldım işte,
eksilmiş bir anı gibi kenarında hayatın.
ne unutabiliyorum seni,
ne de senden başka bir harfe sığınabiliyorum.
Peri Feride ÖZBİLGE...
19.06.2025