3
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
429
Okunma

sen susunca
vakit sabah olur
ben susayınca
sen gidersin..
(...)
ve bil ki
kelimeler/in
soyundukça hecelere
bir b/aşka kokuyor
mevsimleri çiçeklerin..
ıslağındayım.
durgun olmayan
ırmaklarında
yüzünü arıyorum
yüzüm gibi
arsız sorgular bulaşıyor
avuçlarına
başka hiç bir dilde
dillenmeyen ve
başka hiçbir
kimsenin
bilmediği
kulaklarımı neden
çınlatmıyorsun?
neyin dışındayım/
içinde kimin?
peki/
yüreğin ne kadar maviydi
şehrine yağarken yağmur
değişti bil/iyorsun
iyot kokusu
ve mısralarındaki
salt zarafet ki
buzullarını bu yüzden eritmişti
dilinin ucundaki tedirgin ses…
kanımda taşıdığım mavi/
yüreğimdeki okyanusları
doğurmaya yetmediğinde
tanıdım seni.
ne kadar sırılsıklam olursak
o kadar ses,
ne kadar üşürsek
o kadar sevdalı olurduk
tali yol çıkmazlarında..
elbisenden önce
ruhunu soymak istiyordum,
duvarlarının yıkıldığı bir zamanda,
yerinden sökülmüş seslerimizi
ve dileğimizi Tufandan kurtulmuş
bir çiçeğin yapraklarını düşmüş
bütün renklerine serip
dokunmak istiyordum
en acımayan yerlerine….
ve bil ki sevgili;
pür dikkat bakışlarınla,
gözlerine çarpıyor kelimeler/im
yüreğini he-ce-li-yo-rum
üç harf..
şişesini arayan bir deniz
ve ıslanmış kağıt..
sırılsıklam her yerinle
üşüyor biliyorum
çocuk yüreğinle.
senin gamzelerin
taşımaz mı gülüşlerini?
peki/
kime gidersin
alevin sönünce...
biliyorum.
her sabah aynı yüze
aynı günaydınlar
düşürüyor ve
üşüyorsun
bilinçaltında deli sorular
delim benim
delirdiğim
sus(ay)arak özlediğim
bir şiire sinmiş
koku buldum,
mavi ve siyah
zakkum tadında biraz ki
neyin öcünü alabilir insan,
sevişmelerinin ertesi,
silemiyorsa unutkanlığının
terlerini..
tene değer ten
ve böyle başlar
her sevişme.
ben kirpiklerinden düşüp,
göz bebeklerine dokundum,
teninde eserken
dört mevsimin kokusu.
inan bu yüzden
alt dudağımdan
bir b-aşka
d-üşüyor sureler..
kimse kendisine
o kadar inanmıyor
biliyorsun..
yokluğunda g-özlerim
daha yorgun sadece.
daha az varım gibi..
anlamıyorsun değil mi?
eksiliyor kültabağımda
izmaritlerin sayısı
ve bardaklar ki
batıyor alt dudağıma
çatalın ucu..
sen hep
aynı şarkının
nakaratlarına
yakışıyorsun..
doğru soruyu
sormakla başlar
ilk kendinden gitmek..
bu yüzden mi
bana b-akmayı bıraktın.
bi haberken senden
balıkçı kasabaları...
tamam/sus aralığında
gel konuşalım
hayattan ve sonra
ne olmadığından hayatın.
çağrılmayan yere
gitmeden önce ki
ne çok kelime vurgun yedi
dilime sen düşünce..
(...)