0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
244
Okunma
Evet hasret bu
Üzerine toprak atılmış
Sonra taşlarla örtülmüş bir hasret
Derinlere gömülmüş bir daha yer yüzüne çıkmasın asla diye
Bir an evet bir an
Bir an yok ki aklımın bir köşesinde olmadığın
Evimin bir odasını sana ayırdım
Aynı kalbimin bir hücresini ayırdığım gibi
Ve sen hep orada kalacaksın
Bir gün evet bir gün
Dünyada yahutta ahirette bir gün
Battalgazinin oğlunun Baba kılıcını çıkarması
Yahutta Peygamberimizin dedesi Abdulmuttalibin Zemzemi çıkarması gibi
Çıkarırım ben de hasret dolu sevdamı nura doğru
Vuslata ve vahdete kalb olur
Her yer yeşil, ağaçlar yüksek, gölgesinde sen ve ben
Çağlayan suların kenarında yürürüz sadece sen ve ben
Geçmiş yok olur, dünya unutulur, kin ve nefret kapısında kalır cennetin
Şeytansız ve günahsız bir diyarda buluşuruz evet sen bir de ben
Sonu gelmeyen bir mutluluk
Tükenmek bilmeyen bir huzur
Ayrılığı olmayan bir birliktelik
Korku şüphe ve kötü yok olur sanki hiç varolmamışçasına
Ve ölüm, o da yok olur
Muhyiddinin de mezarı çıktı bir gün
Benim de ak aşkım çıkar kara topraktan Dabbetül arz gibi
Her zehire bir panzehir
Her hastalığa bir şifa var elbet
deccale karşı MEHDİ
nabukadnezara karşı SÜLEYMAN
Rahmetim gazabıma galip geldi buyurdu O RAHMAN
İstersen bir selam yolla
İçerisinde bir merhaba,
Sonra seni seviyorum
Ve evet nikahına al beni