5
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
584
Okunma
Bir kelime vardı
yalnızca gözlerinde kalan
anlamı solmuştu artık
ama geceyi örten
duvarlar sessizce ağlardı
taşlara gömülmüş harfler
sevginin eski yankısı belki
toza karışan
unutulmuş bir alfabe
sergilenen ilk kırılma:
bir çocuk susarken
anlamadan sevdiği
adını fısıldamayan sıcaklık
ikinci salonda:
boş bir kâğıt asılı
ne yazıldıysa silinmiş
yalnızca sızı
tutunmuş kenarına
üçüncüde:
dudaklar arasında sıkışan
bir “gitme” yankılanır
duyan olmamış
giden çok
sessizliğin başka bir katında,
başka bir anıya inilir...
dördüncü odada:
yıpranmış zamanın gölgesinde
yavaşça tutulan eller
kırık zamanın önünde
birlikte bekler
içlerinden biri
“önümüzde kalan ışıktır” der gibi
eksik parçalar
düşlerin kıyısında saklanır
yeniden biçimlenmeyi beklerken
gözlerinin ucunda
kırık bir ışık
tamamlanmanın ince nefesi
belki bir gün
bir kapı usulca aralanır
yalnızlığın kalbine
orada
yitmek değil
yeniden doğmak saklıdır
diller vardı
konuşulmadan hissedilen
şimdi cam fanusta
bir iç çekiş kadar kırılgan
müzeden
herkes
bir kelimeyle eksik değil
belki ilk kez
bir kelimeyle
tamam çıkar
Hatice GÜZEN
5.0
100% (14)