13
Yorum
46
Beğeni
5,0
Puan
383
Okunma

Görülecek hesap çoktur önünde
Mâşâllâh sevabı katlayıp geçtin.
Âlemin korktuğu mahşer gününde
Sırat köprüsünü atlayıp geçtin.
Önüne serdiler kırmızı halı
Aheste yürüyüp, uzattın yolu
Sana ait gibi âlemin malı
Yiye yiye şiştin, çatlayıp geçtin.
Rızık deryasında sarı sazan’dın
Sanki varlığını kendin kazandın?
Öyle büyüdün ki göğe uzandın
Boş bir balon gibi patlayıp geçtin.
Ölüm yokmuş gibi caka satardın
Yüksekten konuşur hava atardın
Davet vakti boşver, deyip yatardın
Bütün fırsatları şutlayıp geçtin.
Hırsın kabardıkça haddi aşardı
Bulanır, bulanır sonra taşardı
Nefsin köpek gibi yala koşardı
Aç bir inek gibi, otlayıp geçtin.
Cahil bildin atan ile ananı
Gericilik saydın dini imânı
İnce bir cam fanus, saklayan canı
Ufak bir yel esti, çıtlayıp geçtin.
İyilik yönüne dönmeyen teker
Alır sahibini, batağa çeker
Dünya dedikleri bir topak şeker
Kıyıdan, köşeden kıtlayıp geçtin.
Boşuna harcadın verilen ömrü
Kalbinde pişmanlık, koca bir yumru
İşte vukû buldu Allah’ın emri
Dünya kadar vebal sırtlayıp geçtin...
Beklediğin gibi olmadı ölüm
Acılar içinde bitti son bölüm
Bak kendine döndü ettiğin zulüm
Zaten bir ölüydün, hortlayıp geçtin.
Nûrfânî’m vakit dar, dedim duymadın
Bıraktın harmanı çaldın, oynadın
Bitmedi arzular, zevk’e doymadın
Her günü kendince kutlayıp geçtin.
Nuriye Akyol
1/6/2025
Görsel alıntıdır.
5.0
100% (29)