0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
221
Okunma
Bir Yalnızlık Mevsimi 2 (Sessizlik)
Gidişinle sustu içimdeki bütün saatler.
Sustu bu şehir, sustu sokaklar,
Sustu bu ev… sustu anılar…
Sanki Rabbim hüküm verdi, mühürledi kulaklarımı.
Duyamıyorum ne dünümü, ne de yarınlarımı.
Yokluğunun sesinden başka hiçbir ses silemiyor sağırlığımı.
Gözlerim muaf kalsa da bu cezadan,
senli hatıraların sensizliğini seyre dalmakmış onlara da kalan.
Sevdiğim,
dili yok bu yalnızlığın,
dili yok bu yarım kalmışlığın.
İçimi dökecek kimsem de yok artık.
Dilim dönmüyor , o da terk etti beni.
Çünkü sen giderken, sesimin ruhunu da götürdün yanında.
Kanı çekilmiş cümlelerim şimdi yas makamında ,
Sessiz , yorgun ve yıkık...
Ne bir duyanım var artık ,
ne de yaşadığıma şahitlik edecek bir tanık...
Sevdiğim,
içimde kalan o buruk “biz” kırıntısını
bir şiirin koynuna bırakmak istiyorum.
Biliyorum ki yazacağım her mısra,
kaderimden bir alıntı bir esinti.
Yazılmış yazımın üstünden geçemem haşa.
Yazdığım şiir değil sen olsan da.
Değişmez bu yazgı silinmez bu veda,
ki yazarken yutkunduğum her mısra.,
etimden tırnağıma kadar kapanmaz bir yara.
Sana uzanamayan ellerimin çaresiz feryadı,
sahipsiz hayallerimin idam fermanı…
Sevdiğim,
iç acılarımı toplayamıyorum hece hece,
dökemiyorum sensizliğimi kaleme.
Gönül heybem taşıyamıyor bu yükün bedelini.
Her harfim sırtımda bir kambur gibi..
Yokluğunun soğukluğu yüreğimi titretiyor,
Parmak aralarıma gizlenmiş anılarım üşüyor .
Buz kesmiş kelimelerimin çıtı çıkmıyor.
Dünyam susuyor,
zaman ise "geç kaldın" diyor.
Sevdiğim,
kağıda, kaleme yazacaktım seni,
dedim ya , zamana yetişemedim.
Şimdi duvarlarda yankılanıyor sözlerim.
Bir tek sen duy diye beni,
her susuşta gözyaşıyla boğulan yine benim.
Yokluğunla eksildiğim bir hayatın kıyametindeyim.
Sensizliğin ve sessizliğin koynunda sürüklendiğim,
şafağına hasret kalmış gecelerdeyim.
Bir damla ışığa razıyım ama ,
batıdan bile doğmuyor güneşim.
Sevdiğim,
Ben artık ben değilim ,
ateşin düştüğü yerdeyim.
Dert de benim, kor olup harlananda ben…
Bu köhne dünyanın en büyük yalanına kandım,
"geçer" dediler inandım...
ama geçmedi.
Yüzleşemedim kendimle, aynalardan kaçtım.
Yüzüne hasret yaşarken,
sesine bile gurbet kaldım..
Sevdiğim,
sen bende kaldın, ben sende yarım…
İçimde kopanları kendime bile anlatamadım.
Yarım kalmış hikayemizin dilsizliğinde,
sustum konuşmadım,
yutkundum yazamadım..
Bir mum alevi gibi yavaş yavaş yandım ,
eridim ve söndüm.
Kefensiz bir halde sessizliğe gömüldüm.
Sevdiğim,
bir yalnızlık mevsimi bu.
İklimi sessizlik…
Coğrafyası sensizlik…
ki;
Ne iklimim değişti, ne de coğrafyam.
Şimdi ,
ne sendeyim ne de kendimde.
Ben, beni bıraktığın bu şerde,
sınırları keşkeler ile çevrilmiş bir ruhun
sustuğu yerdeyim..
Ben hâlâ,
"dönüşsüz yolların bekçisi , hiçliğin sesiyim"
Uğur Kılıç
10.05.2025