5
Yorum
47
Beğeni
4,9
Puan
244
Okunma
Öpüşün yankılandı vitrinde,
serinliğini unutan aynalar gibi bakıyordu sabah.
Paslı bir saat, adını sürüklüyordu tenimde.
Yokuştan aşağı düşen cümlelerin peşindeydim,
gizli bir numara çeviriyordu yokluğun.
Dilimde un çuvalı suskunluğun.
Tavan arasında filizlenen arzularla büyüdüm,
ezgini terli mendillerde sakladım yıllarca.
kıta kıta dağıldı benliğim, yalnızlık bir türkü
Pencereden bakan her gölgeye "sen" dedim,
hükümet gibi çöktü içime yokluğun.
Parmak uçlarım ıslak hâlâ,
seninle kurumuş anıların neminde.
İçime kıvrılmış adasın
kıyısız, ama hep yağmurlu.
Aynı küften rüyaları görüyorum geceleri,
bir bakışın bile kaç zaman sürebilir ki?
Senin için sakladığım ikindiyle.
Bir taş gibi uzandım geleceğe,
Gövdeme işlemeyen mektupları unuttum,
zarfta kalan adın yine titretti.
Tavansızım, sende bitmeyen bir çocuktum
Sözcükleri incitmeden seviyorum seni.
Dilsiz bir şiir gibi içime kazınmışsın,
her döndüğümde susmayı öğreniyorum ;
duvarlarla konuşmayı da.
Zilini hiç duymadın belki — ama işte...
her gece yokluğunu çeviriyorum uykuya.
5.0
93% (14)
4.0
7% (1)